Soruşturma

"Kitaplarımda Türkiye'deki spor ve futboldaki eksik parçaları tamamlamaya çalıştım"

Popüler kültür bağlamında alımlandığı için üzerine çok çalışmayan bir konu olsa da futbolun çocuk yazınında azımsanamayacak bir yeri var.

Popüler kültür bağlamında alımlandığı için üzerine çok çalışmayan bir konu olsa da futbolun çocuk yazınında azımsanamayacak bir yeri var. Akran zorbalığına dikkat çeken ve arkadaşlığı pekiştiren bir oyun olarak futbol; ötekine saygı, centilmenlik, iş birliği gibi kavramlarının işlendiği, kaybetmeye dayalı olarak öfke ve üzüntü duygusuyla baş edebilme becerisinin geliştirildiği bir temsil alanı olarak futbol; tarihsel bir olayın aktarımında araçsallaştırılan futbol… Hatta çocuk okura rol model sunma motivasyonuyla şekillenen biyografik futbol yazını örneklerinden söz etmek mümkün. Bu nedenle Çocuk Yazını yeni dosyasında “Futbol” konusuna odaklanıyor. Sizin de Eğlenceli Bilgi Yayınları tarafından yayımlanan futbol konulu altı farklı kitabınız var. Öncelikle sormak isteriz, sizi bu konuda yazmaya teşvik eden neydi?

Geriye yönelik şöyle bir sorgulama yaptığımda spora olan ilgimin başlangıcı olarak 6 yaşıma kadar gidebiliyorum. O yaşlardan itibaren izlemeye, okumaya ve notlar almaya başladım. Açıkça söylemek gerekirse motivasyon kaynaklarımın başında spor, özellikle de futbol geliyordu. Bu motivasyon yaşım ilerledikçe kuvvetlenmeye başladı. Akranlarımdan farkım, sporun herkesçe görünen yüzüyle haşır neşir olurken arka plandaki hikâyeleriyle de ilgilenmeye başlamamdı. Mesela futbol adına konuşmak gerekirse, gol kadar maçın taktiğiyle; sonuç kadar sonuca gelene kadar verilen emekle; sporcunun başarısı kadar başarıya giden süreçte karşılaştığı sorunlar ve aştıkları engellerle ilgilendim. Yaş almaya başladıkça kendimden yaşça küçüklere de hep perdenin arkasına bakmayı öğütledim. Hayatım boyunca sporun daha çok arka planıyla haşır neşir olunca, yaşanan sorunların farkına daha erken vardım. Bu çerçevede sporun sadece bir rekabet aracı olmadığını; bir yaşam tarzı, felsefesi olan muhteşem bir oyun olduğunu anlatmaya çalıştım.

Yazılı ve görsel medyada çocuklara ve gençlere sunulanlar, asla sporun ve özelinde futbolun ruhunu yansıtmıyor. Sonuç odaklı ve fanatizmin doruklarındaki yorumları izleyen gençler; okulda, sokakta, sosyalleştikleri her ortamda hatta aile içinde bu ağızla konuşmaya ve sporsever kimliklerini bu çerçevede belirlemeye başlıyor. Ben de Eğlenceli Bilgi Yayınlarındaki kitaplarımda Türkiye'deki spor ve futboldaki eksik parçaları tamamlamaya çalıştım. Çünkü çocuklara yönelik spor kitapları sayıca çok az, nitelik olarak da oldukça yetersiz. Yani beni teşvik eden ve motivasyon kaynağım olan unsur, çocukların sporun ruhunu daha net anlayabilmeleri, fanatizmin sporda yerinin olmadığını kavrayabilmeleri ve sonuç kadar arka planda yaşananları odak almalarıydı. Zaten bu sayede çocuklar sporu sever ve ilgisini bu yöne çevirir. Tabii yayınevimin bu yöndeki cesareti ve verdiği destek de çok değerli. Çünkü yayınevi cesareti olmadan bu şekilde bir seri mümkün olmazdı.

 

Kahramanlarınızı seçerken popüler kültürün nasıl bir etkisi oldu? Çocuk yazını bağlamında okur beklentisi ve yayınevi tercihleri üzerine neler söyleyebilirsiniz?

İlk kitabım Gezegenin Çılgın Sporcuları'nda 8 branşta 13 farklı sporcunun hikâyelerini yazdım. Daha sonra Türk futbolunda "büyük" olarak lanse edilen üç kulübümüzün (Galatasaray, Beşiktaş, Trabzonspor) tarihi serüvenini kaleme aldım. Fenerbahçe'yi de yine oldukça yetkin olan başka bir arkadaşımız yazdı. Son olarak da Messi ve Ronaldo kitaplarım çıktı. Bu tercihleri yaparken tabii ki ilgilisi daha fazla olan hikâyeleri tercih ettim. Fakat ilk motivasyon kaynağımız, çocuklara ve gençlere ilgilendikleri futbolcular ve kulüplerle ilgili kitap çıkaralım ve satalım değildi. Kulüpler ya da sporcular bir araçtı. Yani aslında görsel ve yazılı medyada fanatizm pompalanan yazı ve programlarla rekabet edebilmek için ilgilisinin daha fazla olacağı tercihler yapmalıydık. İlk soruda da zaten bu tercihlerin arka planını anlattım. Okur beklentilerine gelince; özellikle yazdığımız spor kitapları okurda önemli bir karşılık buldu. Bu da farklı bir ürün ortaya koymamızdan kaynaklandı. Aslında bu kitaplar güzel bir denemeydi. Çocukların da bu alanda kaliteli ve özgün kitaplara ihtiyaç hissettiğini gördük. Kitaplarımda; evde, okulda, sokakta, sosyal medyada ve diğer sosyal ortamlarda muhabbete en fazla konu olan sporla ilgili sağlıklı ve yararlı ürünler sunmaya çalıştım. Bunu sosyal sorumluluk projesi olarak da görebilirsiniz.

 

Kitaplarınızda -diğer birçok yayınevinde olduğu gibi- Messi ve Ronaldo’yu ve üç büyükleri anlatı odağına aldığınızı görüyoruz. Ronaldo süperstarken, Messi bir uzaylı rolünde. Sizin kitaplarınızı diğerlerinden ayıran nedir?

Büyük futbol takımlarını anlatan çocuk kitabı yok diyebiliriz. 4 büyüklerle ilgili kitaplarımız çocuk yazınında bir ilk. İçeriği, dili onların seviyesine göre belirledik. Konuları hatta kelimeleri seçerken bile çok hassas davrandık. Messi ve Ronaldo kitapları için de genel olarak bu çerçeveyi sunabilirim. Piyasadaki kitaplar genel olarak yetişkinlere hitap eden bir içeriğe sahip. Bizim kitaplarımızı diğerlerinden ayıran en temel özellik bu. Yani ebeveyn, bizim kitaplarımızı temin ederken "çocuğum sakıncalı bir ifadeye, bilgiye maruz kalır mı?" endişesi taşımayacak. Bir diğer özellik bilgiyi verirken eğlence unsurunu da sunuyoruz. Yani okurken sadece bilgiyi almıyor; eğleniyor da... Bu eserlerin en temel misyonu; özümseterek, eğlendirerek bilgiyi aktarmak. Çocuk okurken sıkılmıyor. Bundan daha değerli bir sunum şekli olabilir mi?

Karikatürlerimiz de öyle sulu şakalar, kırmızı çizgiyi aşan esprilerden oluşmuyor. Seviyeli, olabildiğince zekice espriler var kitaplarımızda. Bir de bilgi konusu var. Böylesine tarihî metinler hata kabul etmez. Ben bu altı kitapla ilgili kaynak taramalarına büyük vakit ayırdım. Özellikle Gezegenin Çılgın Sporcuları, Messi ve Ronaldo kitaplarıyla ilgili yabancı kaynaklardan çok fazla istifade ettim. Bir bilgiyi teyit etmek bazen birkaç günümü aldı. Maalesef, çeviri eserler de dahil Türkiye'de çıkan bazı kitaplarda bile büyük bilgi hataları var. İşte kitaplarımızı diğerlerinden ayıran en büyük özelliklerden biri de bu. Bir başka özgün yanımız bilgileri bir sistematik hâlinde vermemiz. Yani çocuklar kitabı okumaya başladığında bilgi yığınının altında kalmıyor. Adım adım, temiz bir şekilde ilerleyip bilgiyi çocuklarımıza aktarıyoruz.

 

Biyografik bilgi odağında düşündüğümüzde metinlerinizin kurgusunda çocuk okur için kahramanların hangi özelliklerinin temsiline anlatıda öncelik veriyorsunuz? Bir anlatıcı olarak yazım dilinizde sizce hangi ölçüt daha belirgin, estetik kaygı mı? Eğlenceli bilgi mi?

İlk soruda değindiğim gibi ben ilk önce arka planla ilgilenirim. Sonuçtan önce sonuca giden aşamaları dert edinir, buna kafa yorarım. Özellikle biyografi kitaplarımda önceliğim bu. Bu nedenle sporcuların çocukluk ve ilk gençlik çağlarını en ince detayına kadar, uzun uzun anlatmaya çalıştım. Ben her zaman çalışmayla beslenmeyen zekânın ya da yeteneğin başarının anahtarı olamayacağına inanırım. Bu yüzden çalışmanın, gayretin, sabrın üzerinde çok fazla durdum.

"Estetik mi eğlence mi daha belirgin?" sorunuza gelince... İkisi de benim vazgeçilmezim. Çocuklar ve gençler her zaman en kaliteli metinleri hak eder. Bu yüzden estetikten ödün vermem mümkün değil. Eğlence de zaten bizim en önemli misyonlarımızdan. Sözün özü, yazarken iki unsura da aynı derecede değer veriyorum.

 

Gezegenin Çılgın Sporcuları kitabınıza aldığınız isimleri belirlerken nelere dikkat ettiniz? Ya da şöyle diyelim kitaptaki isimlerin macerasını sizce anlatılır kılan nedir? Çocuk okur için eğlencenin anlatıdaki işlevi nedir?

Bir soru içinde iki ayrı ve derinliği olan soru var. Gezegenin Çılgın Sporcuları’nda hikâyelerini anlattığım sporcuları belirlemeden önce kitabın formatından bahsetmemiz gerekiyor. Özgün bir eser olsun istedik. Spor efsanelerini konu alan yetişkin kitapları var. Çocuk yazınında ise böyle bir kitap söz konusu değil. Ama bir çocuk kitabı yapacak olsak da yine de yetişkin kitaplarından da ayrışmak istedik. Dedik ki, sporcuların hikâyelerini ele alırken branş skalasını geniş tutalım. Birçok spor dalı olsun. Bu nedenle en popüler 8 spor branşını seçtik. Bu format kısmıydı. Sizin sorunuza gelecek olursak, iki kriterimiz vardı: Birincisi başarı, ikincisi hikâye... Dünyada "en iyiler" kategorisinde genel kabul görmüş sporcuları tercih ettik.

Seçimde kriter aldığımız bir başka parametre sporcunun hikâyesinin derin, etkileyici ve ilham verici olması. Misal Messi'nin çocukken hastalığıyla imtihanı, Ronaldo'nun çok büyük ailevi sorunlarla boğuşması, Federer'in başarısızlık karşısında verdiği tepkilerden dolayı çocukken tedavi görmesi, Naim Süleymanoğlu'nun hayalleri uğruna bir ülkeyi karşısına alması, Muhammed Ali'nin boksa başlamasında enteresan bir hırsızlık olayını yaşaması ve sonrasında yaşadığı ayrımcılık... Evet, her başarılı sporcunun kendisini okutacak bir hikâyesi vardır ama bazılarının hikâyeleri çok daha derindir ve biz de okurun o derinliğe ulaşmasını arzu ettik.

İkinci soru, çocuk okur için eğlencenin anlatıdaki işlevi... Çağımızın en büyük sorunları çocukların kitap okuma alışkanlığı konusunda çok istenen seviyede olmaması ve dikkat dağınıklığı. Çocuklar çok çabuk sıkılıyor. Sanal dünyadaki oyunlar, etkinlikler daha zahmetsiz ve eğlenceli geliyor. Zaten çocuklar sanal dünyanın doğal olarak kuşatması altında. İşte eğlence bu sıkıntılara karşı bir panzehir rolünü üstleniyor. Birincisi kitabı eline aldığında okuma süresi, eğlendiği için artıyor. Yani kitapla daha fazla vakit geçirdiği için otomatik olarak okuma alışkanlığı da gelişmiş oluyor. İkincisi bilgiyi öğrenirken yaşadığı sorunlar. Dikkat dağınıklığı ve buna bağlı olarak ortaya çıkan algılama problemleri çocukta başarısızlık sendromunu tetikliyor. Kitaplarımızda, "eğlence" gibi çok önemli bir kuvveti bilgiye eşlik ettiriyoruz. Çocuk bilgiyi pratik ve eğlenceli anlatımla, özümseyerek alıyor. Öğrendikçe motivasyonu ve kendine olan güveni artıyor ve daha çok kitap okumak istiyor.

 

Son olarak kitaplarınızda dikkat çeken bir diğer özellik de mizah ve karikatürler. Çocuk Yazını olarak çocuk okur söz konusu olduğunda her tür materyalin metin olduğunu kabul ettiğimizden, bilgi ve mizahı birleştiren anlatınızın kurgusu bir seri olarak dikkat çekici. Çocuk okurdan ne gibi tepkiler alıyorsunuz?

Çocuk okurlar, kitaplarımızı çok çabuk bitiriyor. Yani bana en fazla gelen mesaj; çabucak okunduğu, anlatımdaki rahatlık ve eğlencenin sevildiği, çok farklı bir formatının olduğu ve özellikle karikatürlerin çok fazla ilgi çektiği yönünde. Bana çocuklardan ziyade ailelerden çok güzel mesajlar geliyor. Metinlerin çok temiz olduğu, yine kitabın çocukları tarafından bir okuyuşta bitirildiği yönünde. Hatta çocuklarına benim kitaplarımı okutan ailelerden, "Bu tarz kitaplardan başka var mı?" diye soranlar çok fazla oluyor. Bu da hâliyle başarılı işler çıkardığımızı gösteriyor.