Hasan Nail Canat tarafından kaleme alınan Yasemen, İstanbul’da fakir bir ailenin dört-beş yaşlarındaki kız çocuğu Yasemen’in başından geçenleri konu edinir. Yasemen’in babası Ömer, alkolik ve işsizdir.
Hasan Nail Canat tarafından kaleme alınan Yasemen, İstanbul’da fakir bir ailenin dört-beş yaşlarındaki kız çocuğu Yasemen’in başından geçenleri konu edinir. Yasemen’in babası Ömer, alkolik ve işsizdir. Annesi ise –kocasının bu durumunun yarattığı öfkenin bir yansıması olarak- kızına fiziksel şiddet uygulamaktadır. Nihayetinde annesi evi terk eder ve Yasemen kaybolur. Böylelikle anlatıda 18 yaşına gelen Yasemen’in biyolojik ailesini bulana dek başından geçenler anlatılır. Ancak tamamen acı ve elem dolu olan bu sürükleyici anlatıda, anlatıcının söylemiyle birlikte kadına şiddet meşrulaştırılmaktadır.[1]
Yasemen’de kadına şiddet Yasemen’in ebeveynleri Fatma ve Ömer’in ilişkisi dolayımıyla karşımıza çıkar. Anlatının henüz başında, Fatma, Ömer’e akrabasından borç aldığı parayı kumarda yediği ve eve ekmek getirmediği için kızarak Ömer’e karşı sesini yükseltir. Bunun üzerine Ömer Fatma’ya “Çarparım ağzına şimdi” şeklinde çıkışır. Fatma da “Çarp da görelim” diyerek ona karşı çıkar. Anlatıcı ise bu durumu “Fatma’nın bu diklenişi bardağı taşıran son damla olmuştu. Ömer üst üste dört tokat vurdu Fatma’ya.” şeklinde aktarır okurlara (11). Bu örnekte “bardağı taşıran son damla olmuştu” ifadesiyle üzere anlatıcı dolaylı Fatma’yı yargılar ve bunu hak ettiğini ima etmiş olur. Zaten bu olaya Fatma’nın “dırdırı” ve “diklenişi” neden olmuştur. Benzer biçimde olaya şahit olan komşular da Ömer’i haklı bulurlar. Fatma’nın dayak yemesinin sebebi “çenesi” olur (22). Böylelikle çocuğunun önünde dayak yemiş olsa dahi anlatıda dolaylı olarak şiddet meşrulaştırılır. Benzer şekilde, Fatma’nın komşularından Safiye Hanım’ın babası Hüseyin Ağa ile aralarında geçen şu diyalogda da dayak, sebebi Fatma’nın ağzının bozukluğu gösterilerek haklı görülür:
“-Bu kadının kocası mısın? Allah’tan korkmadan yuva yıkmaya mı geldin?
-Aç kalan, işkence gören kızımı kurtarmaya geld-Bu kadının kocasına yaptığı hakaretlerin onda birini biz yapsak kocalarımız keser bizi Alimallah!... Öyle edepsiz laflar ediyor ki Ömer sabır taşıymış billahi.” (45)
Böylelikle şiddetin faturası evlerinin suları kesilmiş, 3 aylık kira borcu birikmiş, Fatma Yasemen’i aç bir şekilde uyutmak zorunda kalmış ve aynı gecenin gündüzünde ne yiyecek bir lokma ekmek ne de 1 kuruş paraları kalmış olsa da, Ömer’in sarhoşluğuna ya da nafakalarını kumarda yemesine değil Fatma’nın sözel olarak tepkisini dışavurumuna kesilmiştir. Üstelik anlatıcı da Fatma’nın tüm bu olanlara serzenişini “edepsizlik” olarak nitelendirmiştir. Zira, Fatma’ya biçilen rol önceden bellidir. Bu role uygun olarak Fatma’nın ne olursa olsun “kader” deyip kocasına boyun eğmesi anlatıda beklenir. Ancak Fatma böyle yapmayıp “söylendiği” ve evi terk ettiği için suçlu konuma düşer ve Yasemen’in kayboluşu ile cezalandırılır. Ancak anlatıda kendini sorgulayan yine Fatma’dır: “Biliyorum suçlarımı Ömer, dedi Fatma.Hıçkırarak devam etti: Hatırladıkça size yaptıklarım için başımı taşlara vuruyorum. Allah aşkına beni affet.” (64). Bu sayede Fatma Ömer’e karşı çıktığı ve evi terk ettiği için pişman olmuş olur ve Ömer Fatma’yı affeder. Anlatıcı yine Ömer’den yanadır: “Fatma sözünü tutmuş ve iyi huylu bir kadın olmuştur.” (79). Yasemin âdeta Fatma kocasına diklendiği için kaybolmuştur. Dolayısıyla ev içi şiddete rağmen Yasemin de annesi ancak Fatma “uslu” bir kadın olduğunda bir lütuf veya ödül gibi ortaya çıkabilmiştir. Böylelikle, söz konusu örneklerde görüldüğü gibi, gerek Ömer’den yana bir pozisyon alan anlatıcının söylemi gerek yan kahramanların konuşmaları dolayımıyla Fatma’nın cezalandırılması da anlatıda bu ödüllendirme ile meşrulaştırılmış olur.
Sonuç olarak, Yasemen kitabı anlatıcının Ömer’den yana tavır alması dolayımıyla 11 yaş ve üstü çocukların zihinlerine kadına karşı fiziksel ve psikolojik şiddetin tohumlarını ekmektedir. Zira, bu anlatıyla okura, ideal kadın, her ne olursa olsun eşinden razı olmalı ve ona itaat etmelidir, mesajı verilir. Fatma’nın yaşadıkları da okura ibret olarak sunulur.
Kaynakça
Canat, Hasan Nail. Yasemen. İstanbul: Timaş Çocuk, 2016
[1] Mart 2016 itibariyle Timaş’tan 26.baskısını yapmış olan Yasemen +11 yaş sınırlamasıyla çocuk kitabı kategorisinde yer almaktadır. Böylesine şiddet içeren bir kitabın bu baskı sayısına ulaşmış olması üzerine düşünülmesi gereken bir konudur.