Romanda, çocukluğunu geçirdiği mahalleye yirmi–yirmi beş yıl sonra gezinti amacıyla dönen orta yaşlı bir adamın düşüncelerini, hatıralarını birinci ağızdan okuruz.
Geçmişte var olduğuna inanılan güzel günlere özlem ile çocukluğun masumiyetine dönüş arzusu, zirvesine ulaştığı Romantik dönem sanatçılarının eserlerinden bugüne, edebiyata (ve şu sıralar daha sık rastladığımız şekliyle popüler kültür-sanat-edebiyat dergilerine) oldukça verimli bir ilham kaynağı olmaktadır.
Çayırlar, bahçeler ve nehirler,
Yeryüzü, bütün o alışıldık suretler,
Harikulade, bir düşün ferahlığını andıran,
İlahi bir ışığa bürünmüş gibi
Görünürdü gözüme bir vakitler.
Artık yok bunların hiçbiri; –
Ne yana dönersem döneyim,
İster gece olsun ister gündüz,
Göremiyorum bir zamanlar gördüklerimi.
William Wordsworth
“İlk Çocukluk Anılarından Ölümsüzlük Emareleri”[1]
Çocuklukları ve gençlikleri şehirde geçmiş büyüklerimizden, hemen hepimiz benzer hikâyeleri, anıları dinlemişizdir, “onların zamanındaki mahalleler, sokaklar artık yoktur. Rahatça koşup oynadıkları arsaların, yangın yerlerinin, bahçelerin üzerinde kocaman binalar yükselmektedir. Hem zaten sokaklar eskisi gibi duruyor olsa da artık sokağa çıkacak çocuk kalmamıştır ki, hepsi evlerinde ve bilgisayarlarının başındadır. Her gün birbiriyle yüz yüze bakan kapı komşuları dahi birbirini tanımamaktadır, insanın zor zamanında sığınacağı bir kişi bulması iyice zorlaşmış, komşuluk ilişkileri artık ölmüştür” vs.. Duyduğumuz ve belki hâlâ duymaya devam ettiğimiz, hatta yaş aldıkça kurmaya başladığımızı fark ettiğimiz bu cümleler, içinde bulunduğumuz zaman ile mekânın boğuculuğundan kaçışı ve çocukluğumuza dair oluşturduğumuz bir nevi “altın çağ” tahayyülünü imler. Geçmişte var olduğuna inanılan güzel günlere özlem ile çocukluğun masumiyetine dönüş arzusu, zirvesine ulaştığı Romantik dönem sanatçılarının eserlerinden bugüne, edebiyata (ve şu sıralar daha sık rastladığımız şekliyle popüler kültür-sanat-edebiyat dergilerine) oldukça verimli bir ilham kaynağı olmaktadır. Bu yazıda ele alacağım, Aydoğan Yavaşlı’nın geçtiğimiz yıl yayımlanan ilk-gençlik romanı Gökyüzünü Kaybeden Şehir de bu eserlerden biri.
*Bu yazının devamını, editörlüğünü Meryem Selva İnce'nin ve Havva Yılmaz'ın üstlendiği Çocuk Edebiyatında Mekan, Doğa ve Şehir adlı eserde bulabilirsiniz.