Kritik

Minik Balık: Okyanus Macerası Bir Çocuk Anlatısında Postmodern Özellikler

Minik Balık anlattığı hikâyelerinde ise “bir deniz atına biniyor”, “bir vatozla geziyor”, “bir yunusla birlikte dalıyor”dur. Hatta bir keresinde bir gemi enkazında oyun oynarken bir hazine sandığında kilitli kalır ve bir deniz kızının onu kurtarır.

Minik Balık anlattığı hikâyelerinde ise “bir deniz atına biniyor”, “bir vatozla geziyor”, “bir yunusla birlikte dalıyor”dur. Hatta bir keresinde bir gemi enkazında oyun oynarken bir hazine sandığında kilitli kalır ve bir deniz kızının onu kurtarır. Anlatıcı ise minik balığın bu tip hikâyelerini saklambaç gibi bir oyun edasıyla anlatır. Minik Balık hep eş zamanlı olarak kaybolur, yoklama sırasında anlatıda bir süre gözükmez ve sonra “Ce eee” der gibi bir anda sınıfta hikâyesiyle birlikte belirir.

Julia Donaldson, Türkçeye Minik Balık: Okyanus Macerası olarak çevrilen kitabında hikâye anlatmayı çok seven, hayal gücü geniş bir balığın maceralarını anlatır. Bu yönüyle çocuk kitapları alanındaki bir çok kitapla benzeşir muhakkak. Ancak bu kitabı diğer macera kitaplarından ayıran bir  özelliği var: Anlatıcının bir çocuk kitabını postmodern anlatıların özelliklerinden yararlanarak kurması. Kitabın son sayfasına gelindiğinde beliren bu özellik, anlatıya oyunsu bir hava katıyor. Okur, okuduğu ya da kendisine okunan anlatının, elinde tuttuğu kitap ya da okuyanın elindeki kitap olduğunu anlıyor. Bu sayede çocuk okur postmodern gerçeklikle karşılaşıyor. Hatta belki de kendi gerçekliğine uygun yazılmış bir kitapla ilk defa karşılaşıyor ki okunan kitabın okuyanın elince tuttuğu kitap olduğunu anlıyor dememin bir sebebi de bu, kitabın çocuğun gözünde somut bir nesne hâline gelmesi.

Ihab Hassan, modern ve postmodern anlatıların özelliklerini farklılıklarıyla birlikte şematize ettiği bir makalesinde postmodern anlatının özelliklerinden biri olarak “oyun” kavramından bahseder.[1] Bu oyun kavramı bir biçimde retorikle de bağlantılıdır. Başka bir deyişle, oyun aslında anlatının söyleniş biçimiyle yakından ilintilidir. Bu bağlamda, postmodern anlatılarda anlatının türünden ziyade nasıl söylendiği ön plana çıkar. Oyun, bir kelime oyunu olabileceği gibi Minik Balık: Okyanus Macerası kitabında da görüldüğü gibi okurun elinde tuttuğu kitapla, kitabın içindeki anlatı arasında somut bir bağıntı kurularak da karşımıza çıkabilir. Bu durumda çocuk okuru bu kitabı dinlemeye çeken de anlatıdaki bu oyunsu eda olur.

Minik Balık arkadaşları ile birlikte okyanusta yaşayan, okula giden bir balıktır. Ancak okula hiçbir zaman vaktinde gidemez ve öğretmenine neden geç kaldığını her seferinde yeni bir hikâye ile anlatır. Nitekim kitabın orijinal adı Tiddler: The Storytelling Fish’tir. Yazar bu adlandırmada minik balığı onun en önemli özelliği ile tanımlayan bir ifade seçmiştir. Öte yandan “Tiddler”ın İngilizce bir diğer kelime olan “Toddler”ı da andırması ilginç bir ayrıntıdır. Yazar, “yürümeye başlayan çocuk” anlamına gelen bu kelimeyle de benzeşen “tiddler”ı kitabın ana kahramanının adı yaparak bir nevi hedeflenen okur kitlesini de ima etmiş olur. Bu açıdan düşünüldüğünde, bir harfle gerçekleştirilen bu kelime oyunu da post modern anlatının özelliklerinden biri olarak yorumlanabilir.

Minik Balık anlattığı hikâyelerinde ise “bir deniz atına biniyor”, “bir vatozla geziyor”, “bir yunusla birlikte dalıyor”dur. Hatta bir keresinde bir gemi enkazında oyun oynarken bir hazine sandığında kilitli kalır ve bir deniz kızının onu kurtarır. Anlatıcı ise minik balığın bu tip hikâyelerini saklambaç gibi bir oyun edasıyla anlatır. Minik Balık hep eş zamanlı olarak kaybolur, yoklama sırasında anlatıda bir süre gözükmez ve sonra “Ce eee” der gibi bir anda sınıfta hikâyesiyle birlikte belirir. Kitabın “toddler”lara da okunabileceği düşünülürse bu anlatım tekniği ayrı bir önem de kazanır. Zira, o yaş gurubu için herhangi bir nesneyi saklayıp, bulma oyunları çocukta nesnenin kaybolmadığına dair güven hissi yaratır. Gelişim psikolojisi ve oyun kuramlarında bu yaşlardaki oyunla gerçekleşen kazanımlar hem bilişsel hem de dilsel gelişim için önemlidir.

Minik Balık’ın hikâyelerine ise sadece “Küçük Pıtır Dülgerbalığı” inanır ve o da bu hikâyeleri “büyükannesi”ne anlatır ve bu anlatılar okyanusta kaybolan Minik Balık’ın rehberi haline gelir. Şöyle ki, bir “Çarşamba sabahı saat dokuza yaklaşırken” Minik Balık anlatabileceği en ilginç hikâyeyi düşünür. O kadar hayal dünyasına dalar ki balıkçıların yaklaştığını göremez. Balıkçıların ağı onu yakalar, gemiye çekilir. Ancak minik olduğu için okyanusa geri bırakılır. Okyanusta Minik Balık’ı gerçek bir macera beklemektedir. Tanımadığı, bilmediği bir çok türle karşılaşır. Tam korkup “deniz yosunlarının arasına” saklanmışken “tanıdık bir hikâye” duyar:

Minik Balık dıgıdık dıgıdık diye deniz atına binmiş. Minik Balık bir denizkızı görmüş. Minik Balık’ı mürekkepbalığının kollarından bir kaplumbağa kurtarmış. Minik Balık kocaman ve pırıl pırıl parıldayan bir hazine sandığı bulmuş. Hadi canım sen de, inanmıyorum. Ama gerçekten olmuş.

Minik Balık da kendi hikâyesinin izini sürmeye başlar. Önce bir hamsi sürüsü ile karşılaşır. Onlara “Affedersiniz acaba bu hikâyeyi nereden duyduğunuzu bana söyler misiniz?” diye sorar. Hamsilerden biri karidesten duyduğunu söyler. Minik Balık karidese gider, karides onu balinaya, balina ringa balığına, ringa balığı yılan balığına, yılan balığı ıstakoza, ıstakoz fok balığına, fok balığı deniz yıldızına, deniz yıldızı pisi balığına yönlendirir. Hepsi de hikâyeyi bir diğerinden dinlemiştir. Pisi balığı onu tanır ve Küçük Pıtır Dülgerbalığı’nın büyükannesine götürür. Öğrenciler eve dönmeye hazırlanırken “saat üç buçukta” Minik Balık okula gelir ve başından geçenleri anlatır. Yine ona Küçük Pıtır Dülgerbalığı hariç kimse inanmaz. 

Anlatının sonuna gelindiğindeyse “gri yüzgeçli” “uçsuz bucaksız bir hayal gücü” olan Minik Balık’ın hikâyeleri gerçek bir kitaba dönüşür. Zira, onun hikâyelerini severek dinleyen ve inanan Küçük Pıtır Dülgerbalığı, son hikâyesiyle birlikte Minik Balık’ın bütün hikâyelerini yazar bir arkadaşına anlatır. Yazar da Minik Balık: Okyanus Macerası kitabını yazar. Böylelikle postmodern anlatı özelliği taşıyan bir esere dönüşür.

 

Kaynakça

Donaldson, Julia ve Axel Scheffler. Minik Balık: Okyanus Macerası. Çev. Nevin Avan Özdemir.  İstanbul: Türkiye

İş Bankası Yayınları, 2015.

Hassan, Ihab. “Toward a Concept of Postmodernism”. The Postmodern Turn. Columbus: Ohio State University

Press, 1987.


[1] Ihab Hassan, “Toward a Concept of Postmodernism”. The Postmodern Turn. 1987. :6.