Dosya

Bitkiler Okulu’ndan Fazıl Hüsnü Dağlarca’ya Bakmak

Bu yazımda Dağlarca’nın edebî kişiliği ve çocuk şiirlerine dair yapılan çeşitli çalışmaları inceleyerek Bitkiler Okulu kitabına dair bir değerlendirme yapacağım.

Çocuk Yazını Forum Buluşmaları ve Konuşmalar: Çocuklar için Şiir etkinliklerinde neredeyse her şairin Fazıl Hüsnü Dağlarca’dan bahsetmesi “Şiir ve Estetik İnşa” dosyasında Dağlarca’ya dair bir inceleme metni oluşturulmasını elzem kılmıştır. Bu yazımda Dağlarca’nın edebî kişiliği ve çocuk şiirlerine dair yapılan çeşitli çalışmaları inceleyerek Bitkiler Okulu kitabına dair bir değerlendirme yapacağım.

Şiir TDK’ye göre “Zengin sembollerle, ritimli sözlerle, seslerin uyumlu kullanımıyla ortaya çıkan edebi anlatım biçimi”dir. Zengin sembolleri çeşitli imgeler karşılar. Aksan “Şiir Dili ve Türk Şiir Dili: Dilbilim Açısından Bakış” adlı çalışmasında  “Şiirin insan açısından en önemli yönü, insanın zihin gücünün, insan beyninin sınır tanımayan devinme yeteneğinin ve yaratıcılığının yansıtılmasına olanak sağlamasıdır” sözleriyle imgeleme dikkat çeker (26). Bir imgelem ürünü olan şiirin çocuğa göre olmasında çocuk gerçekliği kavramı öne çıkar.  Çocuk ve çocukluk kavramlarının anlaşılmasıyla çocuk edebiyatı ürünleri, dolayısıyla çocuklara seslenen şiir kitaplarının sayısı artar. Fazıl Hüsnü Dağlarca ise çocuk şiirini şöyle yorumlar: “Çocuk şiirinde yapıyı, nesnelliği, konuları, çocuğa göre daha ince seçmek, ilk duyarlıklar, ilk özgürlükler, ilk ölçüler içinde yazmak gereklidir” (Aktaran Şirin 104). Sevgi, dostluk, saygı gibi soyut olan duyguların çocuğun çevresindeki nesnelerle somutlanmasına şiir yardımcı olur. Oğuzkan’a göre çocuk şiirlerinde (1) düşünceler açık olmalı, (2) betimlemeler kesin ve yalın olmalı, (3) mecazi istiare ve benzetme gibi edebi sanatlara kararında yer verilmeli (5) tam ve yarım uyaklardan ve bazı yinelemelerden yararlanarak bir uyum sağlanmalıdır (Aktaran Cabacı 62).

Ertop’a (1994) göre Dağlarca’nın şiirlerinde çocukların renkli ve şaşırtıcı dünyası canlandırılır. Çocuğun dünyasında yeri olan aile bireyleri, okul-öğretmen, oyuncaklar, yiyecekler, ağaçlar, hayvanlar, ev, doğa, gemiler, uçaklar, renkler, sayılar, uyku, düş, gökyüzü, bulutlar renkli bir şekilde anlatılır. “Çocuğun görebildiklerini yetişkinler göremez, çocuk kimsenin içinden çıkamayacağı sorular sorar.” (Aktaran Tokcan 53-54). Dağlarca’nın kullandığı arı dil, farklı çağrışımları ve imge zenginliği geçmişten günümüze büyük şairlerden biri olmasını sağlar. Öyle ki Şirin, Dağlarca’nın çocuklar için kaleme aldığı şiir kitaplarını kanonik metinler arasına ekler. Buna göre, “çocuğun baktığı yerden bakmak ve gördüğünü görmek” çocuk gerçekliğinin farklı bir tanımıdır (Şirin 31). Meraklı, öğrenmeye açık, gizemli ve heyecanlı çocuk özne Dağlarca’nın şiirlerinde yer bulmuştur. Çocuğun duyularıyla alımlayabildiklerini insan-evren-doğa ilişkilerini çocuk duyarlılığıyla birleştirerek yaratıcı imgeler ortaya çıkarmıştır.

Dağlarca’nın yaşamı boyunca anlatmak istediği her şeyi şiirlerle anlatmayı tercih eden bir şair olduğunu ifade eden Erkoç’a göre “yetişkinlere ve çocuklara yönelik olarak yazdığı tüm eserleri şiir biçiminde yazan Dağlarca, vermek istediği mesajı okurlarına şiir aracılığıyla iletmiştir.” (21). Bu mesaj öğüt verme amacı dışındadır. Kısa dahi olsa şiirleri bir okul niteliğindedir. Kendinden bir parça bulan her okur, önceki bildikleriyle şiirden öğrendiklerini birleştirir. Yaşama, doğaya, okula hatta biyoloji ve kimyaya dair bir sonuca ulaşır.  

Çocuklar için yazdığı ilk şiir kitabı Kuş Ayak olan Dağlarca’nın 2000 yılına kadar 21 kitabı yayımlanır. Müge Sucu Polat, “Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın Şiirlerinde Çocuk Teması” adlı çalışmasında Dağlarca’nın çocuklar için kaleme aldığı şiir kitaplarını birkaç grupta toplamıştır.

 · Doğrudan eğitsel ya da öykü niteliğindeki şiir kitapları; Balina ile Mandalina, Yazıları Seven Ayı, İlkokul 1’deki, İlkokul 2’deki/ Kanatlarda, İlkokul 3’teki, Yaramaz Sözcükler, Güneşi Doğduran ve Yanık Çocuklar Koçaklaması olarak sıralanabilir.

· Çocukların sevdiği doğa öğelerinin, oyun ve oyuncak öğelerinin, nesnelerin betimlendiği şiir kitapları; Kuş Ayak, Oyun Okulu, Bitkiler Okulu olarak belirtilebilir.

· Geçmiş yıllarını hatırlayan şairin bu duygu ile kendi çocukluğunu anlattığı şiir kitapları; Göz Masalı, Çocuk ve Allah olarak sıralanabilir.

· Dikkatli gözlemlerle farklı çevrelerdeki çocuğu anlamaya çalışan şiir kitapları; Arkaüstü/ Uçsuz Bucaksız Yaşama, Yeryüzü Çocukları/ Başparmak, Gösterme Parmağı, Orta Parmak, Yüzük Parmağı ve Serçe Parmak’tır.

· Çocuksu duyguları yalın bir dille anlatan şiir kitaplar ise; Şeker Yiyen Resimle, Arkaüstü/ Uçsuz Bucaksız Yaşama olarak sıralandırılabilir (Aktaran Cabacı 67-68).

Dağlarca’nın şiirlerinde hayvanlar, bitki ve meyveler, Atatürk portresi, sayılar, okul gibi çocukların aşina olduğu bir evren vardır. Şair, çocukların gözünden bakarak onların dünyasında imgeler yaratmış böylelikle çocukların kendilerini tanımalarına olanak vermiştir. Bu süreçte de çocuklar için yazmaktan hep keyif almıştır. Öyle ki kendisiyle yapılan bir söyleşide “Çocuk şiiri yazarken gülümsüyorum ve daha başka bir sevinç duyuyorum,” der (Aktaran Barak, 2009 57). Çocuk gerçekliğini özümseyen Dağlarca, şiir poetikasını birbirinden ayırmamış, çocuk şiirlerini çocuksu bir şekilde yazmamıştır. Sucu Polat’ın bahsedilen çalışmasında aktardığına göre şair şöyle der:

“Bu yargıların yarısı doğru, yarısı yanlış. Bu gerçek tüm çocuk yazını için geçerlidir. Kimi yazarlar büyükler için yazılmış yapıtlarını biçimsel değişiklikler yaparak çocuk yazını diye göstermekte. Bu yanlıştır. Çocuk yazını eleştirmenlerimiz olmadığı için çocuk hikâyesi ancak özel bir duyarlılıkta yazılabilir. Ayrıca içinde çocukluğu ölmemiş olanlarca yazılmalıdır.”

Bu ifadelerle Dağlarca, şiirlerin çocuklar ve yetişkinler için olarak ikiye ayrılmasına dair eleştirilerini dile getirmiştir (XXXI). Ayrıca öğüt verici bir üslup yerine keşfettirmeye, sezinletmeye dair bir üslup seçmiştir. Bu özellikleriyle de kendisinden sonra gelen şairleri etkileyerek çocuklar için kaleme alınan şiirlerin özgün bir temsilcisi olmuştur.

Dağlarca’yı “tek başına bir okul” gibi gören Doğan Hızlan, “Dağlarca’nın şiiri kendi içinde kabaran bir mayayı andırır. Bir şiirin içinde, bütün şiir serüveninin belirsiz uçları saklıdır. Onun şiiri büyük bir mısradır. İnsanın var oluşundan bu yana evren karşısında duyduğu hayret onu sürükleyip götürür. İnsan kavram olarak onu çok ilgilendirir,” diyerek Dağlarca’nın şiirlerindeki merak ve keşfetmeye dikkat çeker (Aktaran Sucu Polat 2016 118). Yalın sözcük oyunları, soyuttan somuta ya da tam tersi somuttan soyuta aktarmalarla çocuğun ilgisini çeken, sanat değeri oldukça yüksek eserler ortaya koyan Dağlarca, Bitkiler Okulu adlı eserinde meyve ve sebzeleri sınıf ortamına koyar.

Sembolik bir öykü çerçevesinde sayılar, bitkiler, büyük-küçük kavramı, kültürel ve tarihî ögeler, Ay ve Güneş gibi gök cisimleri çeşitli benzetmelerle doğa sevgisi temasını açımlamaktadır. Öğrenciler için tanıdık olan okul ortamı bitkilere uyarlanmıştır. Öyle ki Bitkiler Okulu’na sığmayan ağaçlar “açıköğretim okuluna” gider (Dağlarca 37). Öğretmen, bir güneş gibi her öğrenciyi kapsayıcı ve koruyucudur (15). Güneş öğretmenin verdiği ilk ders “su”dur.

“Yaşamanın onunla başladığını

Onunla sürüp gittiğini

Görürüz gösteririz bu okulda” (12).

Bitkiler okulunda öğrenilen ikinci ders,

“Yeşildir

Öğretilenlerin ikincisi

Yeşille anlaşılırmış ancak

Tadı toprağın” (13).

Üçüncü öğretilen de “koku”dur (14). Bitkileri birbirinden ayırmak için görüntüleri kadar kokuları da işlevseldir. Bitkilerin ve insanların varlığını sürdürmesi suya bağlıdır. Yeşil, topraktan gelmeyi çağrıştırır. Koku ise özgünlüğü anımsatır. Esasında hepsi birleşerek yaşamı oluşturur.

“Güneş Öğretmen” şiirinde “Bütün günler sürer / Öğrettikleri / Geceleyin bile / Karanlıkta dolaşır sözleri onun / Aydededen yıldızlardan başka” ifadeleri Ay’ın Güneş ışığını yansıtmasıyla koşutluk içerisindedir (15).

Geçmişten günümüze insanların temel besin kaynakları olan “buğday, pirinç, arpa, mısır ve patates” Bitkiler Okulu’nun en saygın öğrencileri olarak görülür (16). Tarihsel olarak insanların tarımla uğraşmaları ve ihtiyaçlarını gidermeleri şiirle sezinletilmiştir.   Diğer bitkiler gibi insanların da bu besin kaynaklarına saygı gösterdiği ifade edilir. Mesela buğday ekmeğe dönüşür. Yere düşen ekmek öpülüp yüksek yere konulur (24).  Bunun gibi örnekler, kültür aktarımını da sağlar.

Dağlarca şiirlerini bir okul gibi görür. Öyle ki “Obur Olmamak Sevinci” başlıklı şiirinde görüleceği üzere kimya ve biyoloji bilgilerini şiirlerle aktarabilmenin yolunu bulur.

“Eriyikmiş

Emdiğimiz sularda

Madenlerin tümü

 

İşte bundanmış

Başka başkaymış

Üzerimizdeki boyalar

Demiri bakırı çinkoyu

İyi ki çok emmemişiz

Ya emseydik biraz daha

Ya kaskatı olsaydık

Beğenirdi bizi kim

Çürür kalırdık ortalıkta

Çalılar gibi” (17).

 

“Soluk Almak” şiirindeyse fotosentezi anlatır. “Bitkilerimiz / Pis soluklarımızı alırlar / Arınmış soluklarımızı verirler bize” (43). Bitkilerle ilgili öğretici bilgiler, şiirin ahenk unsurları içerisine yedirilmiştir. Böylece şiir öğütleyici olmaktan uzaklaşıp okuru merak ve keşfe yöneltmektedir. Çocuk dikkatiyle betimlenen fasulye, patlıcan, lahana, havuç, buğday, arpa, soğan, günebakan, pırasa, kuşkonmaz gibi bitkiler ve ağaçlar farklı imgelerle yaratıcı bir söyleme bürünür. Fasulye “bilye de olur / top da olur” (18). Kimsenin karşı gelemediği soğan “bir düşünce yuvarlağı” olur (26). Lahana ise “kocaman bir düş saray”ıdır (32). Hatta “Adına Kızan” başlıklı şiirde kuşkonmaz kişileştirilir.

“Dedi ki kuşkonmaz

Düşte kımıldar gibi

Çok kızıyorum

Adımı böyle koyanlara ben

 

Ya kuşlar duyarsa bunu

Ya

Bile bile konmazsa bana

…” (23).

 

Çocuk okurun kuşkonmazla empati kurması mümkündür. Kendi isminin anlamını araştıran ve sorgulayan çocuk, kuşkonmazın adının kaynağını da merak eder. Ayrıca Bitkiler Okulu’nda kardeşlik ve sevgi olduğu gibi kızgınlık, kıskançlık gibi duygular da bulunur. “Portakalla limon / Birlikte anılsalar da / Kıskanırlar birbirlerini / Ta yüreklerinden duyulur iki ses / Biri der / Biraz ekşi olsaydım / Dövünür öbürü / Biraz tatlı olsaydım diye” (51). Böylece bitkilerin evreninden gerçek yaşama bir koşutluk kurulur.

“Çayırlar Boyu Soluklarımız” başlıklı şiirde “Ağaç olmak varken / Ot olmak / Küçücük değil / Ota düşen pay / Küçücük değil” ifadeleriyle topluluk olmanın önemi vurgulanmaktadır (44). Topluluğun her parçası biriciktir ve önemlidir. Bütün parçalar birleşerek büyük bir bütünü oluşturur. Ayrıca “Havayı arı kılan yeşildir ya / Nerde olursa olsun / Yeşildir / Seven bizi” ifadeleri insan-doğa-yaşam ilişkisini ortaya çıkarır (44). Böylelikle sevginin farklı çeşitleri gözler önüne serilir. Sadece insanın doğayı sevmesi değil doğanın da insanı sevdiği tespitine ulaşılır.

Sonuç olarak Fazıl Hüsnü Dağlarca, çocuk gerçekliği ve çocuğa göreliği yakalayarak şiirlerine yansıtmıştır. Poetikasında ayrım bulunmamasıyla nitelikli şiirler ortaya koymuştur. Böylelikle çocuklar için kaleme alınan şiirin özgün bir temsilcisidir. Her şiirinde çocuk öznenin yer alması çocuk bakış açısını hatırlayabilmesinden kaynaklanmaktadır. İmge üretimindeki yetkinliği her sözcüğün ya da nesnenin belirtme ve gösterme işlevine, farklı duygu ve düşünceleri çağrıştırıcı bir boyut eklemektedir. Dağlarca’nın imgesel dili okuruna bir oyun alanı sağlayarak merak ve keşfetmeyi olanaklaştırır.

 

 

 

 

 

 

Kaynakça

Aksan, Doğan. Şiir Dili ve Türk Şiir Dili: Dilbilim Açısından Bakış. Arkadaş Kültür Merkezi, 1993.

Barak, Metin. Fazıl Hüsnü Dağlarca'nın Çocuk Şiirlerinin, Çocuk Kitaplarının Çocuğun Gelişim Alanlarına Olan Etkileri Açısından İncelenmesi. Yüksek lisans tezi. Zonguldak Karaelmas Üniversitesi, 2009.

Cabacı, Nezahat. Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın Çocuk Şiirlerinin Çocuğa Görelik İlkeleri Bakımından İncelenmesi. Yüksek lisans tezi. Amasya Üniversitesi, 2022.

Dağlarca, Fazıl Hüsnü. Bitkiler Okulu. Yapı Kredi Yayınları, 2022.

Erkoç, Sıdıka. Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın Çocuk Kitaplarının Türkçe Öğretiminde Kullanılması. Yüksek lisans tezi. Ondokuz Mayıs Üniversitesi, 2022.

Şirin, Mustafa Ruhi. "Çocuk şiiri nedir? Çocuk şiirinin estetik değeri ne olmalıdır?" M. R. Şirin (Ed.), 99 Soruda Çocuk Edebiyatı içinde (s. 103-107). İstanbul: Çocuk Vakfı Yayınları, 2000.

Tokcan, Fatih. Fazıl Hüsnü Dağlarca'nın Çocuk Şiirlerinin Değerler Eğitimi Açısından İncelenmesi. Yüksek lisans tezi. Necmettin Erbakan Üniversitesi, 2017.

Sucu Polat, Müge. Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın Şiirlerinde Çocuk Teması. Ankara: Türk Tarih Kurumu Basımevi, 2002.

_______________."Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın Çocuk Şiirleri Üzerinden Günümüze ve Geleceğe Bakış.” Uluslararası Hakemli İletişim ve Edebiyat Araştırmaları Dergisi (2016): 117-129.