Duyuru&Haber

BİR GALANIN ARDINDAN: BULMACA KULESİ: EVE DÖNÜŞ

Çocuk Yazını ekibi olarak Bulmaca Kulesi: Eve Dönüş animasyon filminin yapımcısı ve senaristi Ahmet Ercan’ın davetiyle katıldığımız gala oldukça coşkulu anlara ev sahipliği yaptı.

Çocuk Yazını ekibi olarak Bulmaca Kulesi: Eve Dönüş animasyon filminin yapımcısı ve senaristi Ahmet Ercan’ın davetiyle katıldığımız gala oldukça coşkulu anlara ev sahipliği yaptı. Levent Özdilek Avm sinemalarında gerçekleşen etkinlikte gösterim öncesi basın mensuplarına konuşan Ercan, animasyonun senaryosu ve yapımı için ciddi bir emek sarf ettiklerini açıkladı. Kanal koordinatörü Bora Durmuşoğlu da TRT Çocuk kahramanlarının beyaz perdeye taşınan maceralarına bir yenisi daha eklendiğinden bahsederek çocukları sinemaya beklediklerini söyledi.

2016 yılında Trt Çocuk’ta yayınlanmaya başlayan çizgi dizi Bulmaca Kulesi, daha önce de Bulmaca Kulesi: Dev Kuşun Gizemi olarak beyaz perdeye taşınmıştı. Serinin ikincisi olan Eve Dönüş yine Aslı, Can ve Mert’ten oluşan üç kişilik bir takımın yollarının bir kaza sonucu Bulmaca Kulesi’ne düşmesiyle başlar. Kahramanların eve dönmeleri için bazı kayıp kitapları bulmaları gerekmektedir. Üç çocuk takım çalışmasıyla bulmacaları çözerler ve tüm kayıp kitapları bulurlar. Bulmaca Kulesi Koruyucusu Lugaz Usta, çocukların takım çalışmasını beğenir, onlara çıraklık teklifinde bulunur. Akabinde eve dönmeleri için onlara bir geçit açar. Çocuklar geçitten geçtiği sırada Büyük İskender gelir. Asıl adıyla Hüdaverdi, Lugaz Usta’nın eski çırağıdır. Büyük İskender hizmetlerindeki Pogomot robotlardan birini kontrol ederek Lugaz Usta’yı esir alır. Bulmaca Kulesi’ni yöneten asaya el koyar. Amacı Bulmaca Kulesi’nin hazinelerine sahip olmaktır. Bunun üzerine çocuklar eve dönmekten vazgeçerler ve Lugaz ustayı kurtarmak için maceraya atılırlar.

Filmin müzikal anlamda hem çocuk seyirciyi hem yetişkinleri etkilediğinin de altını çizmek gerekir. Son dönemlerde popüler olmuş Samsak Döveci ile Ayvası Var Narı Var gibi türkülerin yeniden yorumu filmin takibini çocuk seyirci için daha kolay kılmış. Ama asıl filmde günümüz narsisizmi eleştirisinin yoğun bir tema olarak kendine yer bulduğundan bahsedebiliriz. Geleneksel ve millî değerlerin ön plana çıkması, karakter isimlerine baktığımızda da manzum bilmecelerin adı olan lugazın bir ustaya ad olarak verilmesi, Türk yazılı kültürüne vurgu olarak filmde belirir. Ardından kapitalist çağın dayattığı kalorili içeceklerin karşısında ince belli bardaktaki çay konumlanır. Üstelik takımın gerçek manada millî değerlerle yol alması sadece nesne ve isimlendirilmelerle gerçekleşmez. Takım ruhu, dayanışma ve istişare gibi değerler de kendine filmde geniş yer bulur.

Zenginlik, ün ve güç fetişizminin bir tür yergisi olarak izlenebileceği animasyonda teknolojik ilerlemenin, kod yazma, robot üretimi gibi ilerici adımların tehlikesine işaret edildiği gibi faydalarına da işaret edilir. Doğu- Batı ikileminin yüzyılı aşkın bir gerilimi olan Batı’nın teknolojisini alıp ahlâkını bırakma düsturunu açıkça seyrettiğimiz ekranda robotların iyiye sevk edildiği durumlarda mucizevi etkiler yaratacağına dair bir okuma yapmak da mümkün.

Son olarak animasyonun esprili dili, Büyük İskender’in kebap şeklinde bir buçuk olarak anılması, robotların hacklenmesi, yolculuğun hazine odasındaki asayı bulma hedefiyle gerçekleşmesi filmin çocuk izleyicisi için sürükleyiciliğini artıran öğeler. Youtube’daki nitelikli içeriklerin izlenmesinin teşviki çocuk seyircinin alkışıyla iltifat kazandı da diyebiliriz. Animasyonun temasını destekleyen “bir elin nesi var iki elin sesi var”, “uzlaşmacı ol”, “kendini sevdiğin kadar başkalarını da sev”, “birlikten kuvvet doğar” gibi deyişler zaman zaman didaktik gelse de tematik birlikteliği anlatıda sağlam kurulduğu için sırıtmaz.

Ahmet Ercan’ın gala daveti için teşekkür eder, gişesi bol bir film dileriz.