Dosya

Türkiye’de Çeviri Çocuk Edebiyatı

Türkiye’de çocuk edebiyatının başlangıcı ve gelişimine dair çeşitli tarihlendirmeler mevcuttur.

"Türkiye’de çocuk edebiyatının başlangıcı ve gelişimine dair çeşitli tarihlendirmeler mevcuttur. Fakat genel olarak kabul gören dönemlendirme Osmanlı döneminde her türlü yenilik ve değişimin başlangıcı olan Tanzimat döneminin çocuk edebiyatının da başlangıcı olmasıdır. Tanzimat döneminin (bazı çalışmalarda Cumhuriyet öncesi olarak da adlandırılmaktadır) ardından Cumhuriyet dönemi ve günümüzü kapsayan süreç olmak üzere bir dönemlendirmeden bahsetmek mümkündür." 

Çeviri, edebiyatı başlı başına etkileyen, dönüştüren, yön veren bir meseledir. Her edebiyat, doğrudan ya da dolaylı olarak çeviriden etkilenmektedir.  Çeviri, bir edebiyatın diğer dünya edebiyatları ile iletişim ve etkileşimde olması hâlidir. Çeviri, edebiyatı yenilikler ve farklılıklara yaklaştırır, okura çağının edebi üretimini tanımasında yardımcı olur. Çocuk edebiyatıysa çocuk kavramı, kültür, ahlak, dil, yaş gibi çeşitli etmenlerden oluşan genç bir alandır. İki alanın kesişimi olarak çeviri çocuk edebiyatı ile “Âdeta dışarı açılan bir pencere gibi çocuk okurlar başka insanların dünyaları ile tanışırlar. Bu aslında bir bakıma başka kültürlerle tanışmak, onları öğrenmek ve kendi kültürü ile bunları karşılaştırmak demektir” (Erten 354). Genelde çocuk edebiyatını özelde çeviri çocuk edebiyatını oluşturan ve yönlendiren belli başlı etmenler vardır: Yayınevleri, yazarlar, çevirmenler ve okurlar. Bu etmenlerin çeviri çocuk edebiyatındaki işlevlerine odaklanıldığında basit ama alana dikkatle bakmayı sağlayacak birkaç soru sormak etkili olacaktır. Örneğin, çeviri yapılacak eserleri belirleyen faktörler nelerdir? Çevrilecek metin tercihinde yayınevleri mi, çevirmen mi, editör mü yoksa okur talebi mi etkilidir? Çeviri metinde dilsel ve kültürel farklılıklar nasıl yer alacak? Çeviri metinlerin belirli otorite ve ebeveyn tercihlerine uyması gerekli midir? Dünyada çocuk edebiyatının doğuşu, çocuk kavramı, çocuk algısı ve aslında temelde çocuk psikolojisinin ortaya çıkışıyla paraleldir. Dolayısıyla, hem dünyada hem de özellikle Türkiye’de bu alan oldukça yenidir. Bu yazıda, ilk olarak Türkiye’de çevirinin çocuk edebiyatının doğuşu ve gelişimi süreçlerinde nasıl yer aldığı tarihi bir düzlem üzerinde örneklerle takip edilecek. Ardından, çeviri çocuk edebiyatında başlangıçtan günümüze kadar etkin olan çocuk klasikleri incelenecektir.

Türkiye’de çocuk edebiyatının başlangıcı ve gelişimine dair çeşitli tarihlendirmeler mevcuttur. Fakat genel olarak kabul gören dönemlendirme Osmanlı döneminde her türlü yenilik ve değişimin başlangıcı olan Tanzimat döneminin çocuk edebiyatının da başlangıcı olmasıdır. Tanzimat döneminin (bazı çalışmalarda Cumhuriyet öncesi olarak da adlandırılmaktadır) ardından Cumhuriyet dönemi ve günümüzü kapsayan süreç olmak üzere bir dönemlendirmeden bahsetmek mümkündür. Bu çalışmada çeviriye odaklanıldığı için yerli eserlere yer verilmeyecek ancak bilinmelidir ki bu tip çalışmalarda -özellikle Tanzimat ve Cumhuriyet dönemlerinde- çocuk edebiyatına dair örnekler masallar ve halk hikâyeleri gibi sözlü kültür ürünlerinden de verilmektedir. 

 

Çeviri Çocuk Edebiyatı Tarihi

Tanzimat döneminde, yenileşme hareketleriyle birlikte Batı kültürüne yönelim başlamış, edebiyat alanındaysa yoğun çeviri faaliyetleri görülmüştür. Çocuk edebiyatı alanına dair ilk çeviriler de bu dönemde yapılmaya başlanmıştır. Zira, çocuk kavramı ve algısı Osmanlılar için pek çok alanda görülen yeniliklerden biridir.

Bu dönemde özellikle Fransız kültürünün etkisinde kalan yazarlar, La Fontaine’den masalları çevirmişlerdir. Bunu ünlü çocuk klasikleri takip etmiştir. Bunlar arasında Ahmet Lütfi’nin Danile Defoe’den çevirdiği Robinson Crusoe (1864), Mahmud Nedim’in Jonathan Swift’ten çevirdiği Gulliver’in Gezileri (1864)  ve Ahmet İhsan Tokgöz’ün Jules Verne’den çeviri yaptığı Gizli Ada (1869), Seksen Günde Devrialem (1889), İki Sene Mektep Tatili (1891) yer almaktadır. Ayrıca Merkezi Arza Seyahat (1885), Beş Hafta Balon ile Seyahat (1888) Mehmet Emin tarafından dilimize çevrilmiştir. (Aktaran Levent 7)

Dolayısıyla bu dönem, çeviri metinlerle birlikte çocuk edebiyatının başlangıç aşaması olarak değerlendirilebilir ancak yine de bu dönemde tam anlamıyla çocuklar için yazılmış yerli eserlerden bahsedebilmek pek de mümkün değildir. Söz konusu çocuk klasikleri, çocuk edebiyatının ilkleri ve aynı zamanda yol göstericileri olurlar. Yine bu dönemde ilk kez çocuk dergileri yayınlanmaya başlamıştır. Necdet Neydim, “80 Sonrası Paradigma Değişimi Açısından Çeviri Çocuk Edebiyatı” adlı doktora tezinde Tanzimat döneminde 1869’larda  yayınlanmaya başlayan çocuk dergilerinde çeviri yazıların önemli bir yer tuttuğunu belirtmekte ve çeşitli dergilerden örnekler vermektedir: Çocuklara Arkadaş (1882) dergisinde ilk çeviriler yayınlanmaya başlanmış, Vasıta-i Terakki (1882) dergisinde “Hırsızlık” başlıklı bir öykü çevirisi yer almaktadır. 1896 yılında çıkan Çocuklara Mahsus Gazete’de yazıların büyük bir bölümü Fransızca’dan çevrilmiş, yine aynı dönem çıkan Çocuk Bahçesi adlı dergide de Fransızca çevirilere yer verilmiştir (Neydim 54, 55). Bu örnekler, Tanzimat döneminde yapılan çevirilerin sadece bir kısmıdır. Ayrıca sayısı 200’ü bulan bu dergilerde şiir, masal, öykü, roman gibi pek çok edebiyat türünde çeviri eserler de mevcuttur. Dönemin özellikleri itibariyle, Batı’ya açılma, onu tanıma, keşfetme yönelimleri çocuk edebiyatı için başlangıç noktasını oluşturur. Öte yandan, yerli ürün olarak masal gibi sözlü kültür ürünlerinden bahsetmek mümkündür ama çocuk edebiyatının asıl kaynağı çeviridir.

 

 

Cumhuriyet dönemindeyse çocuk edebiyatına artan bir ilgiden bahsetmek mümkündür. Fakat bu ilgi çeviri üzerinden değil, yazarların artık kendi dillerinde özgün eserler vermeleriyle oluşmuştur. Bu dönemle birlikte çocuk edebiyatının gelişimine çevirinin yanında yerli eserler de katkı sağlamıştır ve böylece alanda yerlileşme başlamıştır. Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın çocuk şiirleri, Eflatun Cem Güney’in masal alanındaki eserleri, Aziz Nesin’in çocuk kitapları, Kemalettin Tuğcu ve Gülten Dayıoğlu’nun eserleri yerli ve özgün eserler olarak kabul edilebilir. Öte yandan, “Cumhuriyet sonrası dönemde de La Fontaine’den çeviriler devam etmiştir… Çocuk Esirgeme Kurumu’nun 1943’te çoğu çeviri olan yüze yakın kitabı bastırıp dağıtması, Hasan Ali Yücel’in Milli Eğitim Bakanlığı yıllarında çevrilen Batı klasikleri içinde çocuk edebiyatı kitaplarının da yer alması bu alanda iki önemli çalışma olmuştur”(aktaran Şahbaz 38). Özellikle Cumhuriyet dönemindeki hem çeviri hem de telif eserler için vurgulanmalıdır ki bu eserler çoğunlukla devlet ideolojileriyle paralellik göstermektedir. “Ancak bu eserlerde etkin olan yine Batı kültürü, dolaylı olarak da çeviridir. 1945’ten sonra başlayan klasiklerin çevrilmesi çalışmaları çocuk edebiyatını da etkilemiş ve 50’li yıllardan itibaren çocuk klasikleri de çevrilmeye başlamıştır”(Neydim, 57). Yine Necdet Neydim, “80 Sonrası Paradigma Değişimi Açısından Çeviri Çocuk Edebiyatı” başlıklı doktora tezinde Metis Çeviri dergisinin 1991 yılında 15. ve 16. sayılarında yer alan “Çeviri Çocuk Edebiyatı Kaynakçası” çalışmasından yararlanarak Türkiye’de çeviri çocuk edebiyatı alanında 1950-1990 yılları arasında en çok hangi yazar ve eserlerin çevrildiğini incelemiştir. Daniel Defoe-Robinson Crusoe, Andersen-Masallar, Cervantes-Donkişot, Jules Verne ve La Fontaine’nin çeşitli kitaplarının bu listelerde yer aldığı görülmektedir.

Doksanlı yıllara kadar süren son otuz yıla baktığımızda sürekli olarak en çok baskı yapan kitapların çocuk klasikleri olduğu görülür. 60’lı yıllarda yayıncılık patlaması gerçekleşir. Aynı ya da değişik yazarlardan kitaplar çevirilir. Ancak klasiklerin dışında yeni çevrilen kitap sayısı genel orana göre oldukça düşüktür. 60’lı yıllarda yazarların aynı ya da farklı kitapları 400’e yakın baskı yapmış. 70’li yıllarda ise çeviri çocuk edebiyatına dönük çalışmalarda 60’lı yıllara göre pek fazla değişiklik olmaz. Yine en çok baskısı yapılan kitaplar 60’lı yılların kitaplarıdır. Yeni çevrilen kitap sayısı oran olarak çok düşüktür. Bu arada 60’lı yıllardaki çeviri kitap baskı yoğunluğunun 70’li yıllarda azalması göze çarpar. Bu dönemde yerli yazarlara telif eserler yazdırma çabasına girilmiş, bir çok ünlü yazar çocuklar için kitaplar yazmış ancak bu sürekliliğini koruyamamıştır. (Neydim 64)

60’lı yıllarda yayıncılık patlamasıyla birlikte çeviri çocuk edebiyatı da özellikle çocuk klasiklerinin çevirileriyle öne çıkmıştır. Çocuk klasiklerinin çevirileri 70’ler, 80’ler ve 90’larda da devam etmiştir. Fakat bu dönemlerde tıpkı Cumhuriyet döneminde olduğu gibi hem çocuk edebiyatı hem de çeviri çocuk edebiyatı çeşitli ideolojilerle yönlendirilmiştir. “70’li yılların en büyük özelliği sola dönük kitapların çeviri, uyarlama ve telif eser olarak çok fazla baskı yapmış olmasıdır. Aziz Nesin, Ülkü Tamer, Erdal Öz, Erol Toy, Demirtaş Ceyhun, Abbas Cılga, Rıfat Ilgaz, Fakir Baykurt gibi yetişkin edebiyatı yazarları çocuklar için de yazmışlardır. Bu şekilde yerli çocuk edebiyatı oluşturma çabaları ortaya konmuştur”(Neydim 64). Neydim’e göre 80’li yıllardaysa dini kesimin çocuk edebiyatına yönelmesi ve sahip olunan kendi ideal değerlerini bu alana yansıtmayı hedeflenmesi söz konusudur (69).

 

Çeviri çocuk edebiyatı parametreleri: İdeolojik tutum ve klasikler

Genelde çocuk edebiyatı özelde çeviri çocuk edebiyatına bakıldığında öne çıkan iki önemli nokta söz konusudur. İlki, her şeyden önce bu alanların başlangıçları ve gelişimleri itibariyle geçirdikleri her dönemin farklı ideolojileri tarafından yönlendirilmiş, şekillendirilmiş olmalarıdır. Örneğin, Cumhuriyetin ilanıyla birlikte millilik ideolojisinin öne çıkışı, çocuk edebiyatımızı şekillendirmiş, yeni yeni yazılmakta olan eserlerde ideoloji doğrultusunda yerli karakterler öne çıkmıştır. İkincisiyse özellikle 60’larda yükseliş gösteren çocuk klasikleri çevirilerinin çocuk edebiyatımızın başlangıç, gelişim ve günümüz süreçlerinde hep var oluşlarıdır. Çocuk klasiklerinin, çocuk edebiyatımızın başlangıç ve gelişim süreçlerinde yer almaları yeni bir edebiyat alanının oluşumunda oldukça olağan düşünülebilir. Fakat, son yıllarda sayıları hızla artan yerli çocuk edebiyatı eserleri ve çevirilere bakıldığında çocuk klasiklerinin hâlâ öne çıkıyor oluşu ilgi çekicidir. Necdet Neydim, “Çeviri Çocuk Edebiyatı ve Çocuk Edebiyatı Çevirisi Üzerine” başlıklı makalesinde bu durumu şöyle ele almaktadır: “Piyasada, kitapçı vitrinlerinde daha çok çeviri kitaplar çoğunlukta görünüyor olsa da çeviri ve telif kitaplar arasındaki oran yaklaşık değerlerle %40 çeviri, %60 telif şeklindedir. Üstelik bu orana klasiklerin yeniden ve yeniden basımlarınının varlığı da dahildir. Yeni çevrilen kitapların sayısı ise oldukça düşüktür” (70). Peki çocuk klasiklerinin hâlâ yeniden basımlarının sebebi nasıl açıklanabilir? 

Mehmet Burak Şahbaz, “Çeviri Çocuk Edebiyatı Ürünlerindeki Kültürel Öğeler” başlıklı tezinde bu soruya şu şekilde bir açıklama yapmaktadır: “…Yayınevleri, çocuk edebiyatındaki talebi karşılamak için daha çok klasiklerin çevirilerini yayınlamaktadır. Bunun bir nedeni yayınevlerinin klasikler için telif hakkı ödememesidir. Diğer bir nedeniyse, bu klasikler daha önce yayınlanmış olan kitapların bir araya getirilip basılmasıyla oluşturulduğu için, çeviri işi için çok fazla çaba harcanmamasıdır” (59-60). Şahbaz’ın açıklaması yayıncılık sisteminin işleyişi bakımından gayet geçerli sebebler barındırmaktadır. Öte yandan, çocuk okurun okuyacağı metinlere karar veren ebeveyn ve eğitim otoriteleri göz önüne alındığında çocuk klasiklerinin içerik bakımından yeni çevirilere oranla daha güvenilir olduğu düşüncesi öne çıkıyor olabilir. Fakat, elbette bu sorunun daha net cevaplarını elde edebilmek için kapsamlı bir araştırma yapılması gerekmektedir.

Sonuç olarak, çevirinin Türkiye’de çocuk edebiyatının oluşumu ve tekamülü için oldukça önemli olduğu görülmektedir. Bu çalışmada Tanzimat, Cumhuriyet ve 90’lara kadar çocuk edebiyatında çevirinin imkânlarından yoğun olarak faydalanıldığı ortaya konulmuştur. Özellikle çocuk klasiklerinin bu çeviri faaliyetleri içerisinde azımsanmayacak bir payı olduğu görülmüştür. Peki, günümüzde çeviri çocuk edebiyatının durumu için ne söylenebilir?  Çocuk klasiklerinden ziyade yeni kitaplar çevrilmekte midir? Çocuk klasiklerinin ve yeni kitapların basılma oranları karşılaştırıldığında hangisi daha fazla orana sahip olur? Bu ve benzeri sorular çalışmanın kapsamı dışında kalmakla birlikte, araştırmacıların detaylı bir şekilde üzerinde çalışması gereken önemli konulardır.

 

Kaynakça

Levent, G. “Çocuk Edebiyatı Çevirilerinde Karşılaşılan Sorunlar”. Yayımlanmamış Yüksek lisans tezi.

İzmir: Dokuz Eylül Üniversitesi, 2010.

Neydim, N. “80 Sonrası Paradigma Değişimi Açısından Çeviri Çocuk Edebiyatı”. Yayımlanmamış Doktora tezi.

İstanbul: İstanbul Üniversitesi, 2000.

________ “Çeviri Çocuk Edebiyatı ve Çocuk Edebiyatı Çevirisi Üzerine”. http://ceviribilim.com/. 2006. Web. 4

Mart 2020.

Şahbaz, M. B. “Çeviri Çocuk Edebiyatı Ürünlerindeki Kültürel Ögeler”. Yayımlanmamış Yüksek Lisans tezi.

Ankara: Başkent Üniversitesi, 2016.