Dosya

Kaleyapan Karlolara

Çocukların duygusal ve sosyal gelişiminde aile ve sosyal çevre etkili olmasına karşın,  duygularını ifade etme şekilleri yetişkinlerden farklılık gösterir.

Çocukların duygusal ve sosyal gelişiminde aile ve sosyal çevre etkili olmasına karşın,  duygularını ifade etme şekilleri yetişkinlerden farklılık gösterir. Benzer şekilde, karşısındaki kişinin davranışlarına göre de çocukların duygularını ifade etme biçimleri değişmektedir. Eva Montanari'nin Kalebozan Karlo’su da okurun dikkatini çocukların bazı tepkisel davranışlarının altında yatan ana duyguya çeken örneklerden biridir.

Anlatının kahramanları sahilde kumdan kaleler yapan üç arkadaş Ziyad, Suzi, Mei ve onları uzaktan izleyen Karlo’dur. Üç arkadaşın yaptığı kumdan kaleleri bozar Karlo. Ziyad kalelerini bozduğu için Karlo’ya kum fırlatır, Suzi ağlamaya başlar, Mei ise sessizce oradan uzaklaşmayı seçer. Daha sonra Sebastian adında yeni bir çocuk katılır aralarına ve kumdan “olağanüstü” kaleler yapmaya başlar. Herkes Sebastian’ı hayranlıkla izler. Karlo bu kaleleri de bozmak ister; fakat babası onu geç olduğu için eve götürür. Ertesi gün Sebastian, kendisini hayranlıkla seyreden büyük bir kalabalığın önünde “olağanüstü” kalelerini yapmaya devam eder. Karlo, kalabalığın arasından koşarak gelir ve bu kez kumdan kaleleri yerle bir eder. Ancak kimse Karlo’ya tepki vermez. Karlo bu tepkisizlik karşısında koşarak oradan uzaklaşırken babasına çarpar. Babası Karlo’ya böyle yaparsa asla arkadaş edinemeyeceğini söyler. Karlo sihirli bir değnek değmiş gibi ertesi gün tekrar sahile gelir ve kumdan kaleler yapmaya başlar. Bu kez hayranlıkla izlenen Karlo’dur. Suzi, Ziyad, Mei, Sebastian ve Karlo’nun babası Karlo’yu içtenlikle alkışlar. Böylece Kalebozan Karlo artık Kaleyapan Karlo olur.

Anlatıda Karlo kaleleri bozduktan sonra Suzi, Ziyad ve Mei’nin kötü de olsa bir tepki vermeleri Karlo için bir iletişim kurma biçimidir, diyebiliriz. Karlo’nun hırçın davranışına tepki verilmesi onun bu davranışını olumsuz anlamda pekiştirir ve farklı bir durum oluştuğunda da yine hırçın bir şekilde tepki vermesini kaçınılmaz kılar. Nitekim anlatıya sonradan eklemlenen Sebastian’ın yaptığı kaleleri bozması da bu olumsuz pekiştiricinin desteklenmiş olduğunu gösterir. Başka bir açıdan bakılacak olursa; hırçınlık denildiğinde kastedilen zarar verme, öfkelenme, saldırgan davranışlar gibi duygusal tepkilerdir. Hırçınlık aslında bir duygu durum ifadesidir ve duygu ile davranış arasındaki bocalamadır. Bu duygu durumunun ortaya çıkmasına birçok şey sebep olmuş olabilir. Kalebozan Karlo’da bu durumun sebebi okura açıkça anlatılmaz. Ancak olası sebeplerden birinin, Karlo’nun kendisini ifade etmedeki yetersizliği olarak sezdirilir. Dolayısıyla, Karlo, diğer çocuklarla iletişime geçerek arkadaşlık kurmak istiyor fakat nasıl yapacağını tam olarak bilemiyordur. Bu noktada anlatıda Karlo’nun duygularıyla davranışları arasında bir karmaşa ortaya çıkar ve bu karmaşa üç arkadaşın yapmış olduğu kaleleri bozmak/yıkmak ile sonuçlanır. Arkadaşlarının bu duruma olumsuz da olsa tepki vermeleri ise Karlo’da kendini ifade etme/arkadaşlık kurma yolunda pozitif  bir adım oluşturur. Sebastian’ın kalelerini yıkan Karlo’ya kimsenin tepki vermemesi ise -babasının böyle yaparsa arkadaş edinemeyeceğini ifade etmesiyle- önceden oluşan pozitif durumu negatife dönüştürür. Sonucunda Karlo, kendi duygu ve düşüncelerini değerlendirerek; iletişim/arkadaşlık kurmanın kaleleri yıkmakla olmayacağı kararını verir. Bu dönüşüm anlatıda Karlo’nun babasının omzunda eve dönerken kendi kendine düşünüşünün resmedilmesi ile de pekiştirilir. Ertesi gün kaleleri yaptığında ise yine anlatıdaki Karlo’nun babası, Suzi, Mei, Ziyad ve Sebastian tarafından alkışlanması görseli Karlo’nun davranışını dönüştürecek olumlu bir pekiştirecin yansımasıdır.

Karlo’nun hırçın ve saldırgan davranışlar sergilemesinin altında yatan bir diğer olgu; saldırganlık ve hırçınlığın temelinde çocukların duygularını kontrol edememeleri ve problemlerini ortadan kaldırmak/çözümlemek için daha iyi bir yol bilmemeleri ön kabulüdür. Bu durumun çözümünde ebeveynlerin rolü büyüktür. Ebeveynler hırçın ve saldırgan davranışlar sergileyen çocuklara kaldırabileceği sorumluluklar vererek, grup çalışmalarına girmesi için destekleyerek, olumlu davranışlarını överek, sevildiğini hissettirerek hırçınlığını ve saldırganlığını ortadan kaldırabilirler (Özbey, 13). Anlatıda da Karlo’nun babasının Karlo’yu eleştirici tavırdan uzak şekilde uyarması Karlo’nun arkadaşlarına olan olumsuz davranışlarını azaltması için ilk adımdır. Devamında Karlo’nun kumsalda kumdan kaleler yapması, babasının onu alkışlaması ve onu olumlu desteklemesi ise olumsuz davranışlarını azaltması için ikinci adımdır, diyebiliriz.

Sonuç olarak anlatıcı okura Karlo’nun duygularının ve davranışlarının olumsuzluğu altındaki nedenleri tam olarak aktarmasa da yukarıda bahsettiğim sebeplerden dolayı bu davranışları sergiliyor olabileceği sonucu çıkarılabilir. Bu noktada anlatıda  Karlo’nun “kalebozar”lığının altında yatan en büyük etmen Karlo’nun diğer çocuklarla iletişim/arkadaşlık kurma isteği olarak belirir. Karlo sadece bu isteğini ifade etmenin doğru yolunu bilmemektedir. Anlatıda anlatıcı tarafından olumsuz durumun ortadan kaldırılış sırası ise oluşturduğumuz tahminleri destekler niteliktedir. Anlatı, okur için anlaşılır ve basit bir yol ile olumsuz durumdan olumlu iletişim kurmanın yolunu göstermektedir. Kahramanın yaşadığı dönüşüm açıktır: Kalebozan Karlolardan, Kaleyapan Karlolalara!

 

Kaynakça

Montanari, Eva. Kalebozan Karlo. Redhouse Kidz Yayınları, 2006.

Özbey, Saide. Okul Öncesi Çocuklarda Uyum ve Davranış Problemleriyle Başa Çıkmada Ailenin Rolü. Aile ve

Toplum, 11, 6, 22, 2010.