Dosya

Sanatla Tanıştıran Kitap: Katie ve Yıldızlı Gece

Mayhew, bu eseriyle post empresyonist akımın özelliklerini gösteren Yıldızlı Gece tablosunda en dikkat çekici noktalardan biri olan yıldızların sarmal hareketini yıldızların diğer tablolara olan yolculuğu dolayımıyla okura deneyimletir..

Katie ve Yıldızlı Gece, James Mayhew tarafından yazılan ve resimlenen Yapı Kredi Yayınları tarafından basılan çocuklar için sanatla tanışma kitabı niteliğindeki bir eserdir. James Mayhew, “Katie Serisi”ni ilk kez 1989’da yayınlarken eser, çocuklar için tasarlanmış en başarılı ve en özgün sanata giriş kitapları arasında addedilir ve bütün dünyada tanınır. Metnin Türkçeye çevirisi Dilek Erbaş Şeren tarafından yapılır. Mayhew’in hem yazar hem de çizeri olduğu eserin yedinci baskısının çıkması metnin etki alanını göstermesi bakımından anlamlıdır. Yayınlanan çalışmaları dışında çocuklar için yaratıcı birçok projede yer alan James Mayhew’in “Katie Serisi” global olarak New York Met Müzesi, Floransa Uffizi Müzesi, Paris Louvre Müzesi gibi dünyanın birçok müze ve sanat galerisinde de yer almaktadır.

Seri metin, Katie’nin büyükannesiyle herhangi bir uğraş içindeyken müzeye gitmeye karar vermeleriyle başlar. Yıldızlı Gece ise Katie ile büyükannesinin bir gün Vincent van Gogh’un resimlerini görmek üzere Güzel Sanatlar Müzesine gitmesini ve Katie’nin resimleri incelerken Van Gogh resimleriyle yaşadıklarını, ilişkilenimlerini konu edinir. Anlatıcı “Bir gün Vincent van Gogh’un resimlerini görmeye gittiler. Katie’nin en sevdiği resim Yıldızlı Gece idi,” (Mayhew 2) dediğinde Katie’nin sanat resimlerine âşina kılınmış bir çocuk olduğunu anlarız.  Katie resmin “rüya gibi” olduğunu ifade ederken büyükannesi oracıkta şekerleme yapmaya karar verir. Torunu ise resme daha dikkatli bakarken yıldızların sanki hareket halinde olduğunu fark eder ve çerçeveden adımını attığında kendisini Yıldızlı Gece tablosunun içinde bulur. Sonra sırasıyla Vincent van Gogh’un diğer tablolarını ziyaret ederken aynı zamanda atmosferini çocukça yaşayarak deneyimler.  

Vincent Van Gogh 1853’te Hollanda’nın Zundert kasabasında dünyaya gelir. Gençlik yıllarında sanat yapıtları alım satımı yapan bir firmada birkaç yıl çalıştıktan sonra kendini dine adar. Misyoner olarak Belçika’da fakir bir bölgede madencilere yardım eder. 1880’de resim yapmaya başlar ve Paul Gauguin ile tanışır. Bir sanat kolonisi kurma hayaliyle Güney Fransa’daki Arles kasabasına yerleşir. Sonra “Sarı Ev” olarak bilinen eve taşınır ve bu evi atölye olarak kullanmaya başlar. Ancak Van Gogh’un bozulmaya başlayan ruh sağlığı bir süre sonra Gauguin’le aralarının bozulmasına yol açar ve en sonunda geçirdiği bir kriz sırasında kulağının alt kısmını keserek koparır. Bunu bir gün sonra öğrenen Gauguin, Van Gogh’u terk eder ve onunla bir daha görüşmez. Bu olaydan iyice kötüleşen ruh sağlığının etkisiyle bir süre akıl hastanesine yatan Van Gogh, burada ressam olarak en üretken zamanlarını geçirir (Alparslan 209). Tedavi gördüğü sırada günümüzde de popüler olan Yıldızlı Gece tablosunu yapar. Resim sanatçının hastane odasının penceresinde gördüğü manzaranın zihnindeki tasavvurudur. Resmin alt kısmındaki kasaba görüntüsü ise gerçekteki manzara değil, onun hayalinde canlandırdığı kasabadır. 27 Temmuz 1890 tarihinde resim malzemelerini alıp tarlaya yürüyen Van Gogh kendisini göğsünden vurur ve bir gün sonra da yaşamını yitirir (Aktaran Alparslan 113-119).

Modern resim genel hatlarıyla iki ana akıma ayrılır: Olgucu akımlar ve dışavurumcu akımlar. Olguculuktan etkilenen ve en bilinen resim akımı izlenimciliktir. İzlenimcilik varlığı duyumlar bireşimi olarak görür. Dışavurumcu anlayış temelli akımlar ise fizikötesidir, soyutlayıcı akımlar ve gerçeküstücü akımlar olmak üzere kendi içinde de ikiye ayrılırlar. Vincent van Gogh ise görüngüden kurtulma hareketini başlatır. Bu hareket kübizm akımında gerçek amacına ulaşır: Varlığın mantıksal özüne inme. Geometrik ve kübik soyutlayıcı akımlar, varlığı geometrik – mantıksal biçimler olarak görürler. Usdışı akımlar ise – gerçeküstücülük gibi – varlığı saçma, usdışı biçimlerde ararlar (Aktaran Alparslan 172-179).

Bu kısa bilgilendirmelerden sonra James Mayhew’in metnine geri dönecek olursak Katie, Yıldızlı Gece tablosundan içeriye adımını attığında tablolar arası yolculuğu da başlar. İlk durağı olan bu tabloda onu en çok parlayarak dönen yıldızlar etkiler. “Büyükanneme göstermem lazım”, diyerek yıldızı cebine koyar (4). “Müzenin içine geri atlarken bazı yıldızların peşinden geldiğini” fark eder (5). Bu esnada Katie, Vincent Van Gogh’un başka bir tablosu olan Sandalye ve Pipo adlı eseri görür. “Katie, çabucak uzanıp sandalyeyi resimden aşağı indir. Ancak, bu sırada yıldızlar da hızla müzenin içine dağılır. (8). Katie sandalyeyle bile yıldızların hepsini yakalayamaz ama mecburen başka bir Van Gogh tablosu olan Öğle Uykusu’na atılıp yıldızların peşinden girmek durumunda kalır. “Resimde genç bir çift sıcak bir yaz günü gölgede uyuyordur. Yıldızlar gökyüzüne doğru dağılınca birden gece olur (10). Tablodaki kadın Marie uyanıp bir şeylerin ters gittiğini fark edince “Onları yakalamam için bana yardım eder misin?” diye Katie’ye sorar (12). Marie ve Katie, görevli gelmeden yıldızları yerine koyabilmek için Zeytin Toplayan Kadınlar tablosunun içindeki merdivene göz dikerler. Katie, “Bak orada bir merdiven var,” diyerek resme girerler (15).  Katie ve Marie, zeytin toplayan kadınları da yanlarına alarak müzeye geri dönerler ve yıldızları yerine koymaya çalışırlar. Ancak “Bu kadar hareketli yıldızları yakalamak gerçekten çok zor bir iştir, yıldızlar yerlerinde durmazlar (18). Bu kez de Sahilde Balıkçı Tekneleri tablosuna doğru kaymaya başlayınca Katie ve tablodaki diğer kadınlar yıldızları yakalayabilmek için tablonun içine atlarlar. “Resimde yıldızlar rüzgâra kapılmış, yavaşça denize doğru açılmaya başlamışlardı[r]” (21). Yıldızları yakalayabilmek için tekneye atlayan kadınlar yıldızların gökyüzünde parlamaya başladığını görünce hemen birlik olup teknedeki büyük bir balık ağını atabildikleri kadar yükseğe atarak yıldızları yakalamayı sonunda başarırlar (23). Hemen müzeye dönüp Yıldızlı Gece’ ye gitmeye karar verirler. “Katie, görevli fark etmeden yıldızları hemen yerine koyabiliriz”, der (24).  Ancak hep birlikte yıldızları tabloya fırlatmalarına rağmen bir aksilik vardır: Resim eskisi gibi gözükmüyordur! Katie, büyükannesine göstermek için yıldızın birini cebine koyduğunu itiraf edince Marie, “Ama yine kaçabilir. Yıldızlı Gece’ye geri koyarsan istediğin zaman gelip görebilirsin,” der (25). Katie, cebinden çıkardığı yıldızı da tabloya koyduktan sonra tüm kadınlara teşekkür edip onları tablolarına geri uğurlar. Katie bu sırada Sandalye ve Pipo adlı tablonun sandalyesini de görevli fark etmeden yerine koyup büyükannesinin yanına gider ve eser, yıldızlı bir gecede Katie ve büyükannesinin sohbetiyle sonlanır.

Tüm bu bilgiler ışığında Katie ve Yıldızlı Gece adlı eserde yazar Mayhew’in çocuklara en popüler ressamlardan biri olan Van Gogh’u tanıtırken eserin içinde sanatçıya ait beş eseri de tablolar arası ilişkilendirerek çocuk okura aktardığını ve  anlatı aracılığıyla çocuk okurun sanat eserlerini de öğrenmesini hedeflediğini söylemek mümkündür. Mayhew, bu eseriyle post empresyonist akımın özelliklerini gösteren Yıldızlı Gece tablosunda en dikkat çekici noktalardan biri olan yıldızların sarmal hareketini yıldızların diğer tablolara olan yolculuğu dolayımıyla okura deneyimletir. Metin hem yurt dışında hem de yurt içinde çocukları sanatla tanıştırma kitapları arasında popülerliğini korumaya devam etmektedir.

Katie, birçok çocuk gibi büyükannesiyle vakit geçirmekten hoşlanan çocuk gerçekliğini yansıtan bir karakterdir. Büyükannesi onunla birlikte müzeleri ziyaret ederek torununa estetik zevk kazandırma gayretindedir. Anlatıya zemin olan tablolarda kadınların temsilinin daha çok olması ve Katie’ye tablolar arası yolculuğunda yardımcı olmaları ise kadınların “merhamet ve şefkat” temelli rehberliğinin bir göstergesi olarak yorumlanabilir. Anlatı, Katie’yi muzip bir çocuk olarak yansıtırken didaktiklikten uzak bir dille nezaketli oluşuna da yer vermeyi ihmal etmez. Çocuk tablodaki merdiveni ödünç olarak ister (16), müze görevlisine selam verir (28). Bu açıdan eser yalnızca sanat kitabı olmaktan öteye geçip Marie ve Katie ilişkisi özelinde “birlik ve beraberlik, dürüst olma” temalarına da yer veren bir metne de dönüşür. Cebe atılan yıldızın tabloya iade edilmeden önce tablonun eksik olarak resmedilmesi dürüst olmanın önemine vurgudur. İyi niyetle de olsa haber verilmeden alınan bir nesnenin yarattığı sonuçlardan birinin dahi anlatıda gösterilmesi bu vurguyu pekiştirir niteliktedir.

 

Kaynakça

Mayhew, James. Katie ve Yıldızlı Gece. 7. Basım. İstanbul: Yapı Kredi Yayınları, 2023.

Alparslan, Görkem Utku. Vincent Van Gogh ve Modern Resmin Düşünsel ve Biçimsel Açıdan İlişkisiUlakbilge,

21/6 (2018): 207-215.