Bir sanat galerisi ya da müze gezmekle bir sanat kitabını incelemek arasında oldukça fark vardır. Sanat kitabında gördüğümüz fotoğraf, bize tabloyla ilgili bir ön bilgi verebilir.
Soruşturmayı Gerçekleştiren: Zehra Nur Canpolat
Çocuk edebiyatını sanatsal bir tür olarak düşünmek bize nasıl bir pencere açar?
Çocuk edebiyatının yüksek nitelikli özgün yapıtları, sınırsız ve renkli yaratıcılığıyla tartışmasız birer sanat nesnesidir. Özellikle resimli kitaplar günümüzde orijinal metinleri, görselleri ve estetik albenileriyle sadece çocukları değil, yetişkinleri de etkileyerek sanat dünyasında önemli bir yere sahip olmayı başardılar.
Çocuk dünyasına seslenmek kolay değildir; sürekli gelişimin yanı sıra masumiyet ve cesaret içeren sanatsal yaratım gücü gerektirir. Gündelik yaşam akışındaki düşünce kalıplarından farklı bir mantık ve dille çalışan sanatçı, kendi dilini ve teknik ustalığını aşarken okurunun da zihinsel ve estetik algılarını besler, geliştirir; okuruna dünyaya bakmayı ve onu görmeyi öğretir.
Çocuğun sanat yapma biçimi, çocuk resminin doğasındaki coşku, enerji ve özgürlük, yirminci yüzyılın sanatını ve sanatçılarını da etkilemiştir. Başta Pablo Picasso olmak üzere modern resim sanatının ustalarından Henri Matisse, Joan Miro, Paul Klee, Jean Dubuffet ve Wassily Kandisky, çocuk resmine özel bir önem vermişlerdir.
“Bir çocuk gibi resim yapabilmek için bir ömür harcadım,” diyen Picasso, çocuk resmindeki tazeliğe ve ışıltıya dikkat çekmiştir. Matisse ise çocuk bakışına ve çocuk resmindeki soyutlama becerisine duyduğu hayranlığı şu sözleriyle dile getirmiştir: “Sanatçı hayata çocukken baktığı gibi bakmak zorundadır. Eğer bu yetisini kaybederse, kendini özgün, yani kişisel bir şekilde ifade edemez.”
Tüm canlılar için daha yaşanabilir, mutlu bir dünya yaratmak için hayal gücüne ihtiyacımız var. Ancak sanatsal uyaranlar aracılığıyla düşler, yeni olasılıklar peşine düşer, duygu ve düşüncelerimizi gerçekleştirebiliriz. Son yıllarda çocuk kitapları okuyan yetişkin sayısındaki artış; çocuksu saflığa, coşkuya, neşeye, masumiyete ve umuda ne kadar ihtiyacımız olduğunu gösteriyor. Çağın hızı, teknolojisi ve sosyal medya algoritmalarının dikkat becerimizi, rasyonel düşünme yetimizi ve hatta zekâmızı körelttiği savlarının tartışıldığı günümüzde sanata ve gerçek sanat yapıtlarına her zamankinden daha çok ihtiyacımız var.
Neden Çocuk Kitapları Okumalıyız kitabında Katherine Rundell, sanatın tedavi edici ve iyileştirici gücünü üç cümleyle ne güzel özetlemiş: “Çocuk edebiyatı başka bir şey daha yapar: Kaybettiğimizin farkında bile olmadığımız bazı şeyleri bulmamıza yardım eder. Yetişkin hayatı unutuşlarla doludur.”
Çocuk edebiyatı eserleri feminizm, alımlama, kültürel eleştiri gibi farklı edebiyat teorileri çerçevesinde değerlendirilmektedir. Çocuk kitaplarında görsel öğe kullanımının yaygınlığı düşünüldüğünde kitapların sanat teorileri ışığında da eleştirel okumasını yapmak aslında mümkün. Çocuk edebiyatı eserlerini görsel temsil bağlamında incelemek için teori geliştirmek ve bu teori çerçevesinde incelemek okura, eleştirmene, yazarlara ve yayıncılara neler kazandırır?
Tüm çocukların duygusal, dilsel ve entelektüel gelişmelerine olanak verecek, kendileri ve çevreleriyle ilgili farkındalıklarını güçlendirecek, yaş gruplarına uygun kitaplara erişebilmeleri için bu alanda çalışan herkesin pedagojik bilginin yanı sıra edebi ve sanatsal birikimine sahip olması gerektiğini düşünüyorum. Güzel Sanatlar ve grafik tasarımı eğitimi alan yetenekli ve profesyonel illüstratörler, deneyimledikleri sanatsal bilgiler ve birikimler ışığında çalışırlar. Özgün, estetik ve etkili görsellerle bezenmiş iyi bir çocuk kitabının ölçütleri bellidir. İçerik, illüstrasyonlar, illüstrasyonların tarzı ve malzeme, biçim ve genel değerlendirme başlıkları altında detaylanan kriterler çocuk kitaplarını ve görsellerini irdelemekte bize yol göstermektedir.
Bir kitabı görsel temsil bağlamında incelerken, illüstrasyonlar başlığı altında şu soruları sorabiliriz: Resimler metnin anlamını oluşturmaya ne şekilde yardımcı oluyor? Resimler metnin ayrılmaz bir parçası haline nasıl getiriliyor? Resimler metni herhangi bir şekilde genişletiyor mu? Resimler çocuğun hayallerini genişletebiliyor mu? Resimler hikâyenin aksiyonuna dair ipuçları veriyor mu? Resimler doğru ve metinle tutarlı mı? Resimler ve ayrıntıları özgün mü?
İllüstratör ile çocuk edebiyatına büyük katkı yapan ve yenilikler yaratan “sanatçı illüstratör” arasındaki farkı belirleyen ise bilgi ve yeteneğin ötesinde üstün bir yaratıcılıktır; dehaya içkindir. Öncelikle çocuk edebiyatı alanıyla ilgili okur, eleştirmen, yazar ve yayıncının temel sanat bilgisinin bulunması gerektiğini düşünüyorum. Bütün görsel sanat türlerinin -desen, resim, gravür, grafik tasarım, heykel, seramik, fotoğraf, video, sinema, tasarım, mimari- temeli olan resim sanatı hakkında zengin bilgilere sahip insanlara ihtiyacımız var. Estetik ve edebi birikimi yüksek, özgün, farklı ve yeni olanı gördüğü yerde tanıyan insanlar çoğaldıkça her alanda olduğu gibi çocuk edebiyatında da yüksek nitelikli yapıtların üretileceğine inanıyorum.
Çocuğun sanatla ilk karşılaşması çocuk edebiyatı ürünlerinde gerçekleşiyor diyebilir miyiz?
Çocuk kitapları ve özellikle resimli kitaplar, bir sanat galerisine ya da bir sergiye gidemeyecek kadar küçük olan çocukların sanatla ilk karşılaştıkları araçlardır. Özgün metni, sanatsal tasarımı ve çarpıcı görselleriyle yüksek nitelikli bir çocuk kitabı, tartışmasız bir sanat eseridir. Bir sanat şöleninden farksız olan bu yapıtlar adeta elimizde tuttuğumuz sanat galerileri, müzeler ve resim sergileridir. Çocuğun düş dünyasını geliştiren, genişleten, yapılandıran; dilsel, toplumsal, bilişsel açıdan eğiten ve kişilik gelişimini destekleyen bu kitapların yüksek nitelikli olması gerekmektedir.
Okul öncesi dönemde çocuklara sanat eğitimi verilmeli midir?
John Berger Görme Biçimleri kitabında şöyle diyor: "Görmek kelimelerden önce gelir. Çocuk konuşmadan önce bakar ve tanır.” Çocuklar henüz sözlü ve yazılı dili öğrenmeden dünyayı anlamaya çalışarak bakarlar etraflarına. Sanatçıların yaş gruplarına uygun yarattıkları görsel hikâyeler ve imgeler dünyası çocuğun analitik ve yorum becerilerini geliştirmenin yanı sıra sanattan aldıkları zevki de artırırlar. Özellikle bir sanat ve kültür nesnesi olan resimli kitaplar, sözcük ve imge arasındaki sanatsal ilişkiyi temsil etmenin yanı sıra görsel öğrenmenin ve gelişen okuryazarlığın vazgeçilmez araçlarıdır.
Okul öncesi dönemde görsel uyaranlar yoluyla düş ve düşünce dünyasının sınırlarını genişleten çocukların, okula başlayınca daha başarılı oldukları görülmüştür. Çocuklarda duygu ve düşünce eğitiminin çok önemli olduğunu biliyoruz. Bu nedenle onların duyu algılarını harekete geçiren nitelikli yapıtlarla buluşmalarını ve sanatsal aktiviteler yapmalarını sağlamamız gerekiyor.
Ülkemizde Aç Tırtıl (The Very Hungry Caterpillar) kitabıyla da tanınan ünlü Amerikalı yazar ve çizer Eric Carle’ın sanat eğitiminin önemini vurgulayan sözleri dikkate değerdir: "Çocukların kendi keşifleri yoluyla öğrenmelerine izin verin. Onlara araçlar ve fırsatlar sunun ve çiçek açmalarını izleyin."
Resim sanatının devleri ile çocuk kitaplarının kesiştiği noktada bizlere ne söylemek istersiniz?
Çocukları resim sanatı ve o dünyanın büyük sanatçılarıyla tanıştırmanın en iyi yollarından birinin de sanat kitapları olduğuna inanıyorum. Ressamların hayatı ve çalışmaları hakkında hikâyeler okumak çocukların sanat bilgisini artırdığı gibi tarih, kültür, yaratıcılık süreçleri hakkında bilgilenmelerini de sağlıyor. Bu kitaplar aracılığıyla sanat dünyasında yolculuğa çıkan çocuklar sanatın, sanat eserinin ve sanatçının önemini kavrar, sanatı ve sanatçıyı takdir duyguları geliştirir.
Dünyanın en önemli ressamları da bir zamanlar çocuktu. Özellikle onların çocukluğunu, erken başlayan sanat serüvenlerini anlatan metinler ve özgün görseller çocuklara ilham verir. Ayrıca yeni bakış açısı kazanmalarına yardımcı olur ve yetenekli olanları da yüreklendirir.
Çocuk kitaplarında yer alan sanatçıların güçlü sözleri, çocukların gelişim yolculuğuna rehberlik ederek, yaratıcılığa giden yolu bulmalarına yardımcı olur. Sanat alanında eğitim gören çocukların hedeflerine odaklanmalarını sağlar. “Eğer içinizden bir sesin ‘resim yapamazsın’ dediğini duyarsanız, mutlaka resim yapın ve o ses sussun.” Vincent Van Gogh’un bu sözü sadece sanatla ilgilenenler için değil, hepimiz için harika bir motivasyon cümlesidir.
Picasso’nun Gözleri ile Van Gogh’un Yıldızları eserleriniz özelinde çocuk okurun dünya sanatı ile buluşması konusundaki merakı ne noktada? Bir çocuğun müzede ya da galeride tablolara bakması ve bir kitabı incelemesi hangi yönleriyle birbirine benzer ya da hangi yönleriyle birbirinden farklıdır?
Picasso’nun Gözleri, sanatçının resimlerinden yola çıkarak hayatını ve sanatını anlattığım bir öykü kitabı. Bir öykü kahramanı olarak kurguda yer alan Picasso, özgün sözleriyle karşımıza çıkıyor. Çocuklarla yaptığım sohbetlerde sanatçının oyuncu kişiliğini, mizah anlayışını sevdiklerini fark ettim. Resimleriyle çok para kazanması da ilgilerini çekmiş. Kitabı ilgiyle okuduklarını görmek sevindirici. Van Gogh’un Yıldızları ise bir roman. Katmanlı bir kurgusu olan romanda Vincent Van Gogh’un Amsterdam ve New York’tan getirilen resimlerinden oluşan serginin yanı sıra çantalarına gizlice bırakılan “Seçilmişler Oyunu” yazısının peşine düşen Örge ve arkadaşlarının serüvenleri akıp gitmekte. Vincent Van Gogh’un sanatından ve yaşamından bilgiler de içeren romanı kurgularken "Büyük bir sanat olayı bir şehri nasıl dönüştürür?" sorusuna da yanıt aradım. Roman kahramanları kendi serüvenlerini yaşarken sadece resim sanatıyla değil, edebiyat, tiyatro ve sokak sanatlarından biri olan grafitiyle de ilgileniyorlar. Yaratıcılığın sadece yetenek ve ilham sorunu olmadığını, sanatçının içgüdülerine güvenerek risk almasını ve yeni fikirler geliştirmesini de vurgulamaya çalıştığım romanın sevilerek okunduğunu görüyorum.
Sorunuzun ikinci bölümüne gelirsek şöyle diyebilirim: Bir sanat galerisi ya da müze gezmekle bir sanat kitabını incelemek arasında oldukça fark vardır. Sanat kitabında gördüğümüz fotoğraf, bize tabloyla ilgili bir ön bilgi verebilir. Resim hakkında birtakım bilgiler ediniriz ki bu da çok kıymetlidir. Dünya müzelerinin hepsini görmek herkes için pek olası değil. Gidip görme şansımızın olmadığı dünya kültür ve sanat miraslarını önümüze seren sanat kitapları bu nedenle çok kıymetlidir. Picasso’nun muhteşem resmi Guernica’yı görmekle fotoğrafına bakmak elbette çok farklıdır. Tablonun devasa boyutundan etkilenmemek mümkün değil. Sanatçının fırça sürüşleri, boya katmanları, doku, renklerin diriliği, detayların şaşırtıcılığını yerinde gözlemek, tablonun mekânla kurduğu ilişkiyle yüz yüze gelmek insana çok farklı duygular yaşatıyor.