Çocuk figürler resim alanında çalışan akademisyenlerin dikkatini çekip bu konuda üstüne çalışmalar yapılmış olsa da bu yazı çocukların cinsiyetsiz giysiler üzerinden bir sosyo-ekonomik tartışma sunacaktır.
Cumhuriyet sonrasında ülkenin içinde bulunduğu Batılılaşma süreci sosyal ve politik yaşamın yanı sıra kendisini sanat alanında da hissettirmiştir. Özellikle de zamanın politik iktidarı tarafından başlatılan Yurt Gezileri pek çok sanatçının İstanbul başta olmak üzere büyük şehirlerden çıkıp Anadolu’nun çeşitli şehirlerine ve kırsalına yolculuk yapmalarına ön ayak olmuştur. Akademide, yani şehirde, sanat yeni akımlar ile ilerlemişken, yurdun diğer yerlerinde de toplumu resmetme anlayışı için bu gezilere çıkmak, sanatın sosyal, politik ve kültürel alanlarda da bir ayna görevi görmesini sağlamıştır. “Yurt Gezileri, sanatçıları etkilemiştir ve Anadolu’dan panoramik görüntüler, Anadolu kültürüne ait folklorik öğeler ve köylüler sanatçıların eserlerinde konu olarak ele alınmıştır. Ayrıca, bu durum ulus bilincini oluşumuna ve ulusal değerlerin önemini göstermiştir” (Tüzün ve Yıldız 373).
Trakya ve Anadolu’nun çeşitli şehirlerini ziyaret eden sanatçılar hem bu şehirlerin hem de kırsallarının peyzajını resmetmenin yanı sıra insanları da resmederek zamanın Türkiye’sinin sosyolojik bir çalışmasını da yapmışlardır. Ressamların gözünden genç Cumhuriyet’in kadınları, erkekleri, yaşlıları kimi zaman yaşam alanlarında kimi zaman çalışma alanlarında yansıtılmıştır. “Türkiye’de toplumsal gerçekçi sanatın ilk izleri 1940’lı yıllarda ortaya çıkan Yeniler Grubu’nda görülür ve en verimli dönemini 1970’li yıllarda yaşar. Toplumsal gerçekçiliğin işlediği konular, uluslaşma, Batılılaşma, işçi-işveren ilişkileri, gecekondu olgusu, köylülük, köylü-ağa ilişkileri, toprak sorunları olarak ortaya çıkar” (Karkıner ve Ecevit 207). Her ne kadar Yurt Gezilerine çıkan sanatçı jenerasyonunun arasında olmasa da Neşet Günal da Anadolu’da yine benzer kadrajlara odaklanmıştır. Fakat Günal’ın tüm bu ressamlardan bir farkı vardır: özellikle çocuklara odaklanması. Çünkü Cumhuriyet’in bireylerini, yani ulusu oluşturanlar yalnızca yetişkin kadınlar, erkekler veya ileri yaştaki insanlar değildir; çocuklar da gelecekteki toplumun bireyleri olacaklarından onların resmin konusu olması Günal’ı önemli kılan taraflardan biridir. Sanatçının resimlerinde kırsal bir arka planda büyüyen çocuk figürlerine çok sık rastlanmasına rağmen şehirli çocuk figürü görece azdır.
“Neşet Günal tüm gerçekliği ile hava koşulları, hastalıklar, yoksulluk, kentleşme gibi çeşitli sorunlara direnen Anadolu insanlarını yansıtmıştır. Neşet Günal’ın resimlerinde yansıtılan yaşamlar, kullanılan figürler, Neşet Günal’ın çocukluğundaki gözlemler ve tüm yaşanmışlıklarından edindiği deneyimler ile yansıtıldığı görülmektedir” (Orhan 118). Çocuklar, Cumhuriyet sonrası Türk milletinin geleceğini oluşturacak bireylerdir. Günal’ın resimlerinde çocukların geneli Anadolu kırsal hayatında resmedilmişlerdir. Yer olarak genellikle köy sokakları, ziraat yapılan topraklar resimlerin arka planını oluşturmaktadır. Bu da izleyene çocukların şehirdeki yaşıtları kadar düzenli bir şehir hayatında yer almadıklarını, kırsalda yetiştiklerini gösterir. Bebek yaşta denebilecek çocukların kimileri anne ile birlikte resmedilmiş, daha büyük yaşta olanlar tablolarda asıl figürler olmuştur. Çocuk figürler resim alanında çalışan akademisyenlerin dikkatini çekip bu konuda üstüne çalışmalar yapılmış olsa da bu yazı çocukların cinsiyetsiz giysiler üzerinden bir sosyo-ekonomik tartışma sunacaktır.
Günümüz çocuk giyimi kız ve erkek çocuklarını renkler ve aksesuarlar üzerinden ayrımlaştırmıştır. Çocuklar için piyasada yalnıza günlük kıyafetler değil, doğum günü, okuma bayramı gibi özel günler için de tasarımlar bulunmaktadır. Neşet Günal’ın eserlerini ürettiği dönem ve coğrafya koşulları göz önünde bulundurulduğunda ise resimlerin kimilerinde kız ve erkek çocukların yine cinsiyetlerini belirten giysiler giydiklerini görmekle birlikte, çoğunda cinsiyetsiz olarak değerlendirilebilecek giysiler karşımıza çıkmaktadır. Örnek verilecek olursa, Neşet Günal, 1977’de yaptığı Kapı Önü IV eserinde bakımsız kalmış bir evin önünde iki çocuk ve muhtemelen anneleri olan bir kadını tasvir etmiştir. Kadının ayaklarının çıplak olması ekonomik koşulların zorlayıcı olduğunun bir yansımasıdır; dahası, saç kesimlerinden birinin kız, diğerinin erkek olduğunu düşündüren çocuk figürler de ekonomik yetersizliği üzerlerinde taşırlar. Bunun yanı sıra hem kız hem erkek çocuk elbise benzeri bir kıyafet giymiş olarak resmedilmişlerdir. Kız çocuğunun beline bağlanan ip, giysiye bir elbise formu vermektedir fakat çocuğun saçları nispeten uzun bırakılmamış olsaydı, üzerlerindeki cinsiyetsiz kıyafetler ondan cinsiyet göstergelerini de alıp götürmüş olacaktı. Muhtemelen birden fazla jenerasyon tarafından giyilmiş ama hâlen sağlam olduklarından atılmamış giysiler, çocuklar okul çağına gelene kadar onların günlük giysileri arasında yer almışladır.
Kapı Önü IV, 1977
Bu cinsiyetsiz giysileri Birinci Dünya Savaşı’nın izlerini ve etkilerini hâlâ taşıyan Anadolu kırsalında, gelişmemişliğin bir yansıması olarak görmenin ötesinde henüz cinsiyet atfedilmeyerek çocukların yalın çocuk olmalarına yol açtığını da görebiliriz. Aynı kıyafet, eğer eskimezse, kendilerinden sonra gelecek çocuklar da kız veya erkek fark etmeksizin giydirilecektir. Ayrıca kimi resimlerde bebek yaşta olan çocuklar, sanayide üretilen bebek bezine ulaşımı olmayan annelerden dolayı bezsiz resmedilmiştir. Kuvvetle muhtemeldir ki çocuğun bedenini örtme niyetiyle giydirilen cinsiyetsiz giysiler çocukların üstündeki tek giyim parçalarıdır. Ekonomik koşulların zorluğu çeşitli nesillerden çocuklara giydirilen giysilerin tek giyim ürünleri olduğunu göstermektedir.
Günal, 1965’te resmettiği başka bir tablosu olan Çocuklar’da iki erkek ve bir kız çocuğu çizmiştir. Resimde çocukların üzerlerinde belki de bir zamanlar gömlek olarak giyilmiş hissi veren yine cinsiyetten arınmış giysiler dikkati çekmektedir. Çocuklar bakımsız hatta harap durumda bir evin önünde durmakta ve giysilerinin hareketinden anlaşıldığı üzere hava rüzgârlıdır. Rüzgârın bu hayli geniş elbiselerin eteklerini havalandırması izleyene çocukların üzerlerinde bu giysi dışında bir şey giymedikleri fikrini vermektedir. Çocukların üstündeki giysilerin yırtık olmaları, bacak ve göbek bölgelerini örtmemesi, Günal’ın resmine bir ıssızlık hissi de vermektedir.
Çocuklar, 1965
Cinsiyetsiz kıyafetler muhtemelen çocukların ilkokul çağından sonra cinsiyet belirtir kıyafetlere dönüşmüşlerdir. Kız çocukları ve genç kızlar bazı tablolarda renkli kıyafetler ile resmedilmişler. Erkek çocuklar daha koyu renkli kıyafetler ile görünürler. Sanatçının 1987’de yaptığı ve yine Çocuklar adıyla karşımıza çıkan diğer bir tabloda iki kız ve bir erkek çocuğu resmedilmiştir. Tabloyu, daha önce incelenen iki eserden ayıran şey ise kız çocukların giysilerinde kullanılan renklerdir: biri pembe bir elbise ve altına pijama giyerken diğeri açık mavi bir elbise giymiştir. Ortadaki kız çocuğunun saçlarını iki yana toplanması da artık herhangi bir çocuk değil, bir kız çocuğu olduğunu yansıtır. Buna rağmen, sağdaki erkek çocuk tekrar cinsiyetsiz olarak görülebilecek bir giysi ile tasvir edilir. Çocuğun saçlarının kısa olması ise ona erkek özellikler atfetmenin yolunu açar.
Çocuklar, 1987
Seçilmiş resimlerin hiçbirinde çocukların ayakkabı giymemeleri tekrar ekonomik durumun ve eşyaya erişimin zorluğunu yansıtır. Kaldı ki giysilerin bu kadar cinsiyetsiz olarak tasvir edilmesi, ayakkabıların da aynı şekilde kız veya erkek ayakkabısı ayrımın söz konusu olmamasına yol açacaktır şeklinde bir yorumda bulunulabilir.
Sonuç olarak, Neşet Günal, yalnızca Anadolu’daki yaşamı resmetmemiştir; Günal’ın resimlerinde bir ülkenin geleceğini oluşturacak bireyler de resmedilmiştir. Çocuklar, kimi zaman aileleri ile tarımda çalışır kimi zaman sokakta oyun oynamaya bırakılmış şekilde resmedilmişler. Sezer Tansuğ’un da işaret ettiği gibi Neşet Günal resminde beden ve giysi dokularıyla yüzey dokusunu kaynaştıran düzen, çocukluk belleğinde yer etmiş anıların erginleşen bir zihin ortamında olgunlaştığı yorum güçleriyle belirlenmiştir. Çocukların üzerindeki cinsiyetsiz giysiler ekonomik zorlukların yansımaları olmanın yanı sıra kendisini toparlamaya çalışan Cumhuriyet’in de ayrıntıları hâline gelmiştir.
Kaynakça
Karkıner, Nadide ve Mehmet Ecevit. “Neşet Günal’ın İzinde Türk Resminde Tarımda Kadın İmgesi: Sosyolojik Bir Çözümleme”. Folklor / Edebiyat, 18. 69 (2012): 207-243.
Orhan, Ayşe. Türk Resminde Çocuk Algısı, Analitik Çözümlemesi ve Neşet Günal. (Yayımlanmamış yüksek lisans tezi). İzmir: Dokuz Eylül Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2017.
Tansuğ, Sezer. Neşet Günal “Sorun-Sorum” Resim Sergisi. İstanbul: Garanti Sanat Galerisi, 1992.
Tüzün, Melihat ve Kübra Yıldız. “Yurt Gezileri ve Trakya”. Humanitas, 11. (2023): 370-381.