Korku odaklı kurmaca eserlerinde ise iki tip anlatım ön plana çıkar. Bu iki anlatım korkmak ya da korkmamak ile ilintilidir.
Ölüler
Karların üzerinde dans ediyor
Hiç ayak izi bırakmadan…
Ay ışığında yıkanıyor,
Duymadığınız bir ezgiyi mırıldanıyorlar
Hortlaklar balosu
Sabaha kadar sürecek
Ve bu gece içlerinden biri
Seni dansa davet edecek.
(Hortlaklar Geçidi 134-135)
Hanzade Servi’nin eserlerinde anlatılarının karakteristik özelliği olarak düşünülebilecek biçimde belirginleşen bazı unsurlar vardır; psikolog karakteri, yazar ve yazarlık sorunsalı, sosyal medya ve toplumsal cinsiyet eleştirisi, ad soyad takıştırmaları, hayvan sevgisi, anlatımda kokunun işlevselliği olarak adlandırabilecek bu unsurlar yazarın üslubunu ortaya koyduğu gibi metnin yazıldığı toplumun kültürel kodlarını da yansıtır. Bu açıdan çok katmanlı bir yapıya sahiptir. Korku odaklı kurmaca eserlerinde ise iki tip anlatım ön plana çıkar. Bu iki anlatım korkmak ya da korkmamak ile ilintilidir. Saf korkuyu önceleyen Hayalet Tozu, Karakuranın Düşleri, Hortlaklar Geçidi metinlerinde kurgudaki pastiş kendini diğer korku metinleri/filmleri ile kurduğu ilişkilendirmelerle gösterir. Böylelikle esas hikâye yan hikâyelerden de beslenerek çok katmanlı bir yapıya ulaşır. Parodik anlatımın şekillendirdiği, gerçekliğin altını oyan, âdeta korkuyu yapı bozuma uğratan Umacı ve Ezo ile Ölü Yazar metinlerinde ise korku unsuru anlatıda mitik bir unsur olarak belirir. Anlatıcı bu mitin ve mitik anlamın içini boşaltarak korkuyu yeniden yazar. Başka bir deyişle, bu tip anlatılarda anlatıcı korkunun ve korkulara yüklenen tarihsel ve toplumsal anlamların parodisini yapar ve anlatıya kendi kurgusunu sergiletir. Bu sergileyişte kahraman ya da anlatıcı olarak yazarı ve metnin yazılış sürecini anlatıya dahil ederken sinematografik bir anlatım kullanır. Postmodernist kurmaca metinlerde karşılaştığımız bu tip karakteristik özellikler korku edebiyatı söz konusu olduğunda Hanzade Servi edebiyatı özelinde korkuyu oyunlaştırır, korkulmaz kılar.
Bu yazıda söz konusu metinlerde korkunun anlatımın odağı olması ve korkunun korkulmaz kılınması incelenirken, entelektüel sınıf, metinlerarasılık ve oyunsuluk üzerinde durulacaktır.
*Bu yazının devamını, editörlüğünü Meryem Selva İnce'nin ve Havva Yılmaz'ın üstlendiği Metinlerarasılık, Yeniden Yazım ve Adaptasyon adlı eserde bulabilirsiniz.