Dosya

Okul Öncesi Dönemde Koku Duyusunun Öğretimi Kitaplarla Nasıl Desteklebilir?

Yetişkinlik döneminin temelini oluşturan çocukluk, dış uyaranlar yardımıyla desteklendiğide olumlu sonuçlar doğurur.

Yetişkinlik döneminin temelini oluşturan çocukluk, dış uyaranlar yardımıyla desteklendiğide olumlu sonuçlar doğurur. Özellikle 0-6 yaş grubunun birbirinden farklı materyalleri tanıması, onlarla bir ilişki kurması hayata karşı hazırlığını kolaylaştırır. Okul öncesi eğitimde çocuğun kendini ve çevresini tanımasına özen gösterilir; çocuklar için yazılan metinler onların zihnine hitap ederken, öğretmenleri ve ebeveynleriyle beraber yaptığı drama ve materyal etkinlikleri başta psiko-motor gelişimi olmakla beraber her gelişim alanına destek olur. Çocuğun eğitiminde ilk aşama onun kendini tanımasıyla olur. Özellikle iki yaşından itibaren fiziksel özelliklerini anlamlandıracağı somut unsurların anlatımıyla başlar. Göz, kulak, burun gibi çeşitli duyu organlarının; tekerlemeler, şarkılar, zihin ve dil faaliyetlerine imkân sağlayacak kitaplar yardımıyla kavranması sağlanır.

Okul öncesi dönemde her faaliyet farklı bir gelişim alanını desteklerken kitapların öneminden de bu bağlamda bahsetmek gerekir. Özellikle muhakeme yeteneğini ve ifade edici dili geliştiren kitaplar bir yanıyla da duyu eğitimine fayda sağlar. Ancak, özellikle koku duyusunun çocuğun zihnindeki temsili, destekleyici farklı uyaranlar ve etkinliklerle pekiştirilmelidir. Bunun nedeniyse edebiyat metinlerinin, çocuğa duyu öğretiminden ziyade zihinsel gelişimine daha büyük bir oranla destek sağlamasıdır. Her ne kadar kitaplar aracılığı ile sağlanan duyular öğretiminde resimli kitapların görme, sesli kitapların duyma ve özellikle farklı dokuların kullanıldığı kitapların ise dokunma duyuları açısından faydası olsa da; kokunun metindeki temsilinin çocuğa aktarımı bu bağlamda tartışılabilir. Kokulu kitapların işlevi ve kokunun edebiyatta temsil mümkünlüğü ne kadar sağlanabilir? Edebiyat metinleri özelinde konunun tartışması yapılabilir fakat bu yazıda pedagojik olarak koku duyusunun okul öncesi döneme 2-4  yaş çocuğuna öğretiminde çocuk kitaplarının kullanımı ve çeşitli etkinliklerle ne şekilde desteklenebileceğini tartışacağım. Okul öncesi döneminin genel özelliklerini, Çocuk edebiyatı metinlerinin niteliği, duyu öğretiminde izlenebilecek kitap okuma faaliyetine yardımcı yolları inceleyeceğim.

Okul öncesi dönemde çocuğa verilen eğitim, topluma sağlıklı birey yetiştirmenin önemli adımlarından ilkidir. 0-6 yaş arasını kapsayan yıllarda hayatı çeşitli uyaranlar yardımıyla deneyimlemeye imkân bulur ve ilerleyen yıllarının temelini okul öncesi ile sağlar. “Okul Öncesi: Bu yaş grubuna dahil çocukların en önemli özelliği bir öykü metnini, okunmasının yanında, kendilerinin de öyküde anlatılan olayı yaşamak istemeleridir. Bu yüzden, öykülerde anlatılan olay, çocukların sadece duygularına hitap etmemeli, onların gözlediği ve yaşadığı olaylardan seçilmelidir,” (Yalçın ve Aytaş 204). Sosyalleşmeye başlayan çocuk, anasınıfı ve anaokullarıyla yaşam için önem arz eden temel yeterliliklerinin kazandırıldığı, sosyal- duygusal gelişiminin yanında dil yeterliliğinin de çeşitli etkinlikler ve yaş grubuna uygun kitaplar sayesinde desteklendiği, çevresindeki uyaranlar yardımıyla duyularının farkına vardığı bir sürece dahil olur. Bebeklik döneminden başlayarak, oyun temelli eğitim ile karşısına çıkabilecek zorluklara karşı temel hazırlıklarını yapar; çocuktan bu sırada yaş grubunun gelişim sürecine uygun olarak yeterlilik göstermesi beklenir. Tüm bu ihtiyaçların arasında yalnızca bilişsel, psiko-motor, sosyal ve duygusal gelişim bulunmaz; çocuk, en temelde önce kendini daha sonra çevresini tanır. Fiziksel özelliklerinin farkına varmaya başladığı dönemde kazandırılan “duyular eğitimi” ise çocuğun kendisi ve çevresi ile arasında bir köprü kurar, çevresinde duyu organlarıyla algılanabilecek uyaranları doğru yorumlamasına imkân verir.

Koku duyusu, diğer duyu organlarından daha bilinçsizce ve farkında olmadan öğrenilir. Koku duyusu, işlevini doğru yapan organ için bir refleks olmasına rağmen küçük yaşta kokulara karşı farkındalık kazandırmak önem arz eder. “Kişinin sevmediği ona zarar verme ihtimali olan koku aldığında uzaklaşma, sevdiği ve güven veren ihtiyacına ulaştıracak kokuya ise yaklaşma eğilimi göstermektedir. Bu durumda organizma bilinen ve hoş bir deneyimle kodlanmış koku algıladığında, bilinmeyen yani tehlike riski taşıyan koku algılandığından daha farklı reaksiyon geliştirmektedir,” (Ünver 749). Bir yenidoğanın annesiyle kurduğu bağ, onun kokusunda büyümesiyle ve güven duygusunun kazanılmasıyla ilişkilidir. Çocukların anne kokusunda kendini daha güvende hissetmesi, deneyimledikleri koku ile açıklanır. Bu bağlamda, çocuğun duyular eğitiminde kokuları doğru şekilde deneyimletmek, okul öncesi çocuğunu hayata hazırlarken daha sonra sürdüreceği alışkanlıkların temelini oluşturur.

Yüzü tanımaya yönelik şarkılar, tekerlemeler, jest ve mimiklerin kullanıldığı çocuk müzikleri duyu eğitiminde önemli yer tutar. Öğretmen burnunu, ağzını, gözlerini göstermesiyle çocuğa rol modeldir; daha birçok fiziksel özelliği kendisi üzerinde tanıyan çocuğa en büyük destek, resimli kitaplarla bir kurmaca içerisinde duyu öğretiminin pekiştirilmesi olur. 2–3 yaş çocukların eğitim aldığı kurumlarda, çocuğun ihtiyacı olan kazanımlar ve öğretmenin gelişim düzeyini takip edeceği göstergeleri sağlayacağı eğitimin, özellikle yaşayarak öğrenme temelli olmasına dikkat edilir. Çocukların oynadığı kontrollü oyunlar, yapılan sanat faaliyetleri, sınıf ortamında gerçek hayata atıfta bulunan müzik saatleri ile günlük hayata yönelik kavramlar çocuğa ihtiyacı olan eğlence ve oyun içerisinde verilir. Kavramların hem resimlerle desteklenerek görsel zevke hitap eden hem de dil gelişimini olumlu yönde destekleyecek şekilde verilmesini sağlayan çocuk kitapları ise duyular eğiminde kullanılan ve doğru kullanıldığında olumlu sonuçlar veren diğer unsurlardandır. Kurmaca içerisinde herhangi bir nesnenin kokusunu/tadını merak edebilir, koku konulu bir kitapta o nesneyi ve durumu deneyimlemek ister. Ancak, kitaplar çocukların zihinsel faaliyetlerini destekleme yönünden ön plana çıktığı için koku duyusunun öğretiminde yetersiz ve fazla soyut kalabilirler. Koku duyusunun okul öncesi dönemde eğitim gören çocuğa doğru biçimde aktarılması için kitap okuma faaliyetleri de aynı derecede önem taşır. İçeriği doğru seçilmiş her kitap, çocuğun duyu organlarını doğru tanımasına, kurmaca karakteriyle kendi arasında bir özdeşlik kurarak yaşamı algılamasına imkân tanır.

 

Çocuk Edebiyatı ve Okul Öncesi

Çocuk Edebiyatı, çocuk gelişimi ve eğitiminde özellikle dil gelişiminin desteklenmesi için ayrı öneme sahiptir. “Çocuk Edebiyatı, çocukların büyüme ve gelişmelerine; hayallerine, duygularına, düşüncelerine, yeteneklerine ve zevklerine hitap eden, eğitirken eğlenmesine katkı bulunan sözlü ve yazılı verimlerin tamamıdır,” (Yalçın ve Aytaş 19). On dokuzuncu yüzyıla kadar ayrı bir disiplin olarak kabul edilmeyen Çocuk Edebiyatı’nın ilk metinleri, o dönemin yetişkinlerine yönelik metinlerdir. Özellikle çocuk psikolojisine yönlendirilen ilgi sonucunda çocuklara yönelik bir alan açılmıştır. Çocuk edebiyatı metinleri, muhtevası onlara yalnızca ders verme niteliğindeki kitaplardan, bugün onların estetik zevk kazanabilecekleri, kendilerini ve çevrelerinde gelişen basit olayları anlayabilecekleri, zihinsel süreçlerin gelişimine farklı yollarla hitap eden birçok kitaba evrilmiştir.

Günümüzde çocuk edebiyatı metinlerine bakış, çocuk edebiyatı disiplininin ilk yıllarından çok daha farklıdır. Çocuk kitapları, günümüzde yaş gruplarına ve niteliklerine göre birbirlerinden ayrılmaktadır. “Bu kitaplar, dört yaşına kadar olan çocuklar için geliştirilen etkinlik kitaplarıdır. Oyuncaktan gerçek kitaba geçişi sağlamak için geliştirilen kitaplar olarak da tanımlayabiliriz. Çocuğun bütün duyu organlarını kullanabilmesine yönelik, bazen kabartma resimlerle yapılmış veya üç boyutlu tasarımlar olarak hazırlanmış kitaplardır,” (52). Okul öncesi dönemde kitapla ilk defa tanışan çocukların basit nitelikte resimli ve kalın kartondan yapılanlar, 2–4 yaş arasında kullanılan ve çocuğun öğrenmesi gereken spesifik konuları aktaran eğitici kitaplar; şarkılar, tekerlemeler veyahut masallar için özel olarak tasarlanan sesli kitaplar, her birinde çocuğun farklı bir kokuyu tanıyabileceği kokulu kitaplar ya da anlatılan konuya bağlı olarak uygun dokuların yer aldığı farklı dokuda kitaplar, en son ise özellikle 6 yaş grubunun okul hazırlığı için kullanılan ABC kitapları bunlara örnek olarak gösterilebilir.

Okul öncesi eğitim kurumlarının kitap bölümlerinde, çocukların hem bir nesne olarak kitapla hem de kitapla vakit geçirdikçe okuduğu anlatının konusuyla yakınlık duymaları için her çeşit kitap ve çocuk edebiyatı unsuru bulundurulmaya çalışılır. Kitap merkezlerinin içeriği ve önemi “Kitap Merkezi: Çocukların okuma- yazma etkinliklerine ve kitaplara karşı olumlu tutumlar geliştirmesini sağlamayı, dil ve iletişim becerilerini desteklemeyi amaçlayan bu öğrenme merkezinin rahat, aydınlık ve görece sessiz bir mekânda olmasına özen gösterilmelidir. Bu merkez çocukların basılı materyalleri inceleyebileceği, bazen masada bazen bir minderde uzanarak kitap/dergi vb. bakabileceği bir alandır” şeklinde açıklanmıştır (MEB 38). Bu merkezlerde her çeşit kitap bulundurmak, çocuğun kitaplara ve içeriğe karşı merakını besleyecek ve kitapların sunduğu eğitim alanında olumlu gelişmeler sağlanacaktır. Resimli olmasına özen gösterilen okul öncesi kitaplarında işlenen konular büyük ölçüde çocuğun bilişsel ve dil gelişimine katkı sağlarken, sahip olduğu ayırıcı özellikleri ile duyu organlarının kullanımına da hitap eder. Özel olarak duyu organlarını işleyen kitapların yanında, kitaba bir nesne olarak dokunur, sesi varsa onu dinler, daha birçok özelliği ile çok yönlü bir gelişime destek olur. Ancak, koku duyusunun kitaplarla verilmesi üzerine düşünülmesi gereken bir konudur. Çocuk her ne kadar belirli bir kokuyu işleyen kitaplarla oynasa da kokunun temsilini bir çocuk, yetişkinler kadar iyi algılayamayacaktır. Bu nedenle duyular eğitiminde kitaplardan yararlanılırken, çocuğun kokuyu kavrayabilmesi için destekleyici ek etkinlikler öğretmen ya da ebeveynler tarafından uygulanmalıdır.

Koku duyusunun kitaplarla olan ilişkisi, aslında kitapların ana işlevi olan kurmacanın çocuğa yansıttığı duygular ile açıklanabilir. “İlk dönemde kitap eğlenceli oyuncak gibidir. Çocuğun kitapla karşılaşması resimle olur. Çocuğa güzel dil ve anlatım yeteneği kazandıran bu eserler çizgi ve resimlerle daha etkili olmaktadır. Kitap okumayı bilmeyen çocuk, resimlere bakar, resimleri isimlendirir, bilemediklerini sorarak öğrenir, gördüklerini anlatarak ifade edici dilini geliştirir,” (Temiz 47). Özellikle 4 yaşına kadar duyular eğitimini tamamlayacak olan çocuğun kitaplar yardımıyla çevresindeki nesneleri deneyimlemesi, kurmaca içinde geçen unsurları merak etmesi ve bu sayede hem yeni deneyimlere açık olması hem de yaşantısında bulunan nesneleri anlamlandırması kitaplar sayesinde olur. Örnek olarak, çocuk metninde karakter ile bağ kuran çocuk, onun başından geçen deneyimleri yaşamak isteyecektir. Eğer kitapta koku duyusuna yönelik bir durum veyahut koku duyusunun gelişimine hitap eden bir nesne bulunuyorsa (sebze- meyve kullanılabilecek en temel unsurdur) çocuğun tanıması için bir okuma sonrası etkinliği hâline getirilebilir. Koku duyusunun sağlıklı ve doğru kazanılması, çocuğun ilerideki hayatını da etkiler. Beslenme ve tat alma alışkanlığı, koku duyusuyla ilintilidir. Küçük yaştan itibaren çevresindeki çeşitli kokuların çocuk tarafından deneyimlenmesi, onun ilerde beslenme alışkanlıklarından yaşam tarzına kadar her alanda etkili olacaktır.

 

Duyu Öğretimi Sırasında Kitap Kullanımı Nasıl Desteklenebilir?

Çocuk gelişimi ve eğitimi programında, çocuğun okul öncesi eğitim kurumunda geçirdiği saatler boyunca çocuk edebiyatı metinleri, özellikle drama saatleri ile birleştirildiğinde, hem bedenini kullanarak duygularını ifade etmesine hem de ilgili kitapta konu edinilen duyu organlarının doğru yorumlanmasına yardımcı olur. Koku temsili, kitaplarda nesnelerle ya da anlatıcı tarafından anlatıldığında özellikle iki yaş grubu için soyut bir karşılığı yansıtacağından farklı ve somut uyaranlarla desteklenmesi zihinsel gelişimin yanında duyular eğitimine katkı sağlar. Bunun için özel olarak üretilen sesli ve farklı dokulara sahip kitaplar olsa da kokulu kitap endüstrisi okul öncesi eğitim kurumlarında yaygın olarak kullanılamamaktadır. Halbuki, çocuklara yönelik, onlara verilmek istenen kokuya özel bir kitap onların sayfaları çevirirken kokulara aşina olmalarını sağlayabilir. Ancak, kokulu kitapları ebeveynler çocukları için evlerinde kullanmayı tercih edebilirler. Her yaş grubu için farklı özelliklere sahip olması beklenen çocuk kitaplarında kokunun temsili, yetişkinlerin okuduğu ve algıladığı kurmaca metinlerinden çok daha farklı olarak verilmelidir. Çocuğun ilgisini çekmesi, onun seviyesinde uygun betimlemeleri ve soyut kavramların betimlemelerini barındırması gerekir. Yetişkin, edebi metinde betimlenen bazı kokuları deneyimleme imkânı bulmuştur ancak, kendisini/duyu organlarını yeni tanıyan çocuk için durum çok daha farklıdır. Yetişkin, nesnenin/durumun kokusunu refleks olarak hatırlayabilirken; çocuk nesneyi ve durumu merak eder. Bu bağlamda çocuğun merak duygusunun tatmini ve kavramın pekiştirilmesi için önemli olan duyular eğitimi ise anaokullarında özellikle “eğitici drama” etkinlikleri ve eğitici sanat faaliyetleri ile desteklenir. Kitap okuma saatlerinin ardından yapılacak drama etkinlikleri ile kitap içerisinde geçecek olan koku duyusuyla ilgili soyutlukları somut bir düzlemde deneyimlemeye fayda sağlar.

Eğitici drama; çocuk psikolojisine yönelen ve terapi tekniğini içinde bulundurmasıyla çocuğun katarsis yaşayacağı psikodramayı ve çocuğun içindeki yaratıcılığı ortaya çıkaracak daha serbest bir etkinlik olan yaratıcı drama tekniğini kapsayan fakat her iki darama türünden de belirli yönleriyle ayrılan bir eğitim yoludur. Prof. Dr. Alev Önder, eğitici dramayı “önceden belirlenmiş açık ve net eğitim amaçları olan, tüm çocukların kendi öğretmenleri ile birlikte, daha çok büyük motor hareketlerle yaptıkları, ifade etmeye, rol oynamaya, canlandırmaya ve tartışmaya dayalı grup etkinlikleri,” olarak tanımlar (7). Özellikle koku duyusunun öğretiminde drama etkinlikleri  faydalı olacaktır. Çocuk, drama etkinliklerinde kullanılan basit materyalleri kullanarak anlamlandıracak, yaratıcılığını kullanacak, öğretmen yönergesinde kavramları öğrenirken motor gelişimi desteklenecek ve iletişim becerilerini geliştirecektir.

Çocuk metinlerinde eğer kitaplar kokulu değilse “havada kalacak” koku duyusunun geliştirilmesi için en yaygın kullanılan öğretim tekniği materyali oyunlardır. Çocuğa, onun yaş grubuna uygun değişik kokuları gözleri kapalı bilmesini sağlamak en yaygın etkinliklerden bir tanesidir. Kitaplarda anlatılan olay örgüsü ve oradaki kokulu nesnelerin kullanılarak canlandırılması ise hem koku duyusunun pekiştirilmesine yarar sağlayacak; hem de çocuğun kurmaca kahramanıyla beraber bir hikâye oluşturmasını sağlayarak onun isteğini yerine getirecektir. Kitap okunulan ve resimlerini inceleyen çocuk merak ettiği kokuları deneyimleyerek bu duyusunun gelişimini refleksif olmak yerine onu tecrübe ederek kazanacaktır. Bu nedenle, masal ve diğer anlatılarda koku duyusunu geliştirecek yönergelerle birlikte, annesi yemek yaparken mutfaktan nasıl bir koku geldiği, bahçe ya da parklarda oyun oynarken çimlerin nasıl koktuğu, deniz kokusunun neye benzediği, kumsalda yürürken yüzüne çarpan ve onu ferahlatan rüzgâr gibi çocuğun kafasında canlandıracağı, deneyimlediği yahut deneyimleyebileceği ve onları yorumlayacağı kokulara yönelmek pekiştirici bir etkinlik olacaktır.

Sonuç olarak, tüm bu bilgilerle beraber, okul öncesi çocukların duyular eğitiminde kitapların kullanımı oldukça makuldür fakat bazı duyu organları farklı faaliyetler ile desteklenmelidir. Koku duyusunun kitaplarla olan ilişkisi incelendiğinde, kitapların işlevlerinin daha çok dil gelişimi ve zihinsel süreçlere yönelik olduğu görülmektedir. Duyuları konu edinen kitabı okuyan, resimleri inceleyen çocuk için duyuların pekiştirilmesi, şarkı ve tekerlemeli etkinliklerin yanında; metin kahramanının deneyimlediği anlatıyı canlandırarak; onların deneyimlerini basit yollarla paylaşarak gerçekleşebilir. Koku, doğumdan itibaren anne kokusu ve çeşitli uyaranlarla refleksif olarak kazanılırken, farkındalık kazanılması anlatılarla pekiştirilerek, drama gibi aktif etkinliklerle de deneyimlenir.

 

Kaynakça

Milli Eğitim Bakanlığı. Okul Öncesi Eğitim Programı. Ankara: Vize, 2013.

Önder, Alev. Yaşayarak Öğrenme İçin Eğitici Drama. Ankara: Nobel, 2012.

Temiz, Gülay. “Okulöncesi Eğitimin Çocuğun Dil Gelişimine Olan Etkisi”. Diss. Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler

Enstitüsü, 2002.

Ünver, Reyhan Fidan. "Koku Duyusunun Diğer Duyulardan Farkı Ve Farklılığın Evrimsel Perspektifle

Değerlendirilmesi". Social Sciences Review Of The Faculty Of Sciences & Letters University Of Uludag/Fen Edebiyat Fakültesi Sosyal Bilimler Dergisi, 19.35 (2018).

Yalçın, Alemdar ve Aytaş, Gıyasettin. Çocuk Edebiyatı. Ankara: Akçağ, 2017.