Soruşturma

"Sözcükler, sözlük tanımının çok ötesinde anlamlar aktarır okuruna"

Bence okur, bir metinde, sözcüklerin yaydığı kokuyu duyabiliyorsa, bu, iyi bir edebiyata işaret eder.Sözcükler, sözlük tanımının çok ötesinde anlamlar aktarır okuruna.

Sizce kokunun edebiyattaki işlevi nedir? Anlatıda kokunun temsilinden söz edilebilir mi?

Bence okur, bir metinde, sözcüklerin yaydığı kokuyu duyabiliyorsa, bu, iyi bir edebiyata işaret eder. Sözcükler, sözlük tanımının çok ötesinde anlamlar aktarır okuruna. Kokuların yanı sıra sesleri iletebilir, bilincimizde leziz bir tat bırakabilir, anlatılanları gözümüzün önünde canlandırabilir, dokunma hissimizi uyarabilir. İyi bir edebiyat metni, okurun beş duyusunun birkaçına birden aynı anda seslenebilir.

Yazar, metnini oluştururken sözcüklerinde kendi beş duyusunu kullanabiliyorsa, okuruna da aktarabilir. Beş duyunun yanı sıra heyecan, merak, korku, gerilim gibi duygular da yazarın kullandığı sözcükler aracılığıyla ulaşır okura. Kısacası yazar ve okur arasındaki duygu paylaşımını yazarın sözcükleri sağlar. Koku duyusu da bunlardan biridir. Bazı metinleri okurken, anlatılan kokuları duyar gibi olmamız bu sayededir.

 

Peki koku sınıfsal mıdır desek?

“Sınıfsal” sözcüğüyle neyin kastedildiğini anlayamadım. Herkesin koku alma duyusu vardır, bu kokuyu satırlardan da duyabilmesi, yazarın sözcüklerini oluştururken diğer birçok duygu gibi koku hissini aktarıp aktaramama yeteneğiyle ilgilidir.   

 

Son olarak çocukluğunuzda sizi etkileyen bir koku ya da koku anlatısı var mı?

Çocukluğumda İzmir, yasemin kokardı. Tek katlı evlerin bahçelerinden yayılan kokuları, özellikle Ay’ın parladığı aydınlık gecelerde daha da yoğun olurdu sanki. O koku anılarımda hâlâ capcanlıdır; bana çocukluğumu, İzmir’imi hatırlatır. Bu nedenle İstanbul’da yaşarken balkonumda, bahçemde, saksılarda hep yasemin yetiştirmek istedim. Yetiştirdim de…

Bir küçük anı da çilek kokusundan… 20li yaşlardaydım; çalıştığım ofiste iş arkadaşlarıma çilek koktuğunu söyledim. İnanmadıkları gibi, kış günü çilek ne arar diye güldüler bana. Sonunda iki sokak ötede bir reçel imalatçısı olduğu çıktı ortaya. O sıra çilek aroması katıyorlarmış reçellere. Ben de bu minik anıyı bir özellik olarak aldım, “Süper Çocuklar” serisinin kahramanı Mete’ye armağan ettim, (“Süper Çocuklar-3”, Koku Delisi, 2017).

Edebiyatta beni etkileyen kokuyu sorarsanız, Parfümün Dansı (Tom Robbins) adlı kitabın adını verebilirim. Hiç kuşkusuz, oradaki koku da “yasemin” idi. Kokunun hatırlatıcılığını, derinliğini ve anlamını çok iyi yansıtan bir kitaptır, öneririm.