Edebiyat da diğer tüm sanat dalları gibi duyularımızı harekete geçirir. Resim göze, müzik kulağa, heykel hem gözümüze hem de “elimize” hitap ederek bizde bir etki yaratır; edebiyat ise dil yoluyla beş duyumuzu harekete geçirir.
Sizce kokunun edebiyattaki işlevi nedir? Anlatıda kokunun temsilinden söz edilebilir mi?
Edebiyat da diğer tüm sanat dalları gibi duyularımızı harekete geçirir. Resim göze, müzik kulağa, heykel hem gözümüze hem de “elimize” hitap ederek bizde bir etki yaratır; edebiyat ise dil yoluyla beş duyumuzu harekete geçirir. Bu duyuların içinde belki baskın olanın görsel olduğunu söyleyebilirim, ne de olsa tasvir etmek kelimelerle resim çizmeye benzetilir çoğu zaman, ama bu demek değil ki diğer duyuları harekete geçirmesin… Koku da kuşkusuz kuvvetli bir duyusal etki yaratır. Güzel kokular bedensel zevkleri kışkırtabilir, kötü kokular ise tiksinti ve korkuya neden olabilir.
Peki koku sınıfsal mıdır desek?
Her şey sınıfsal olarak ayrıştığı gibi koku meselesine de bu açıdan yaklaşılabilir tabii. Güzel kokular, temizlik, bakım, pahalı tüketimin dolayısıyla üst sınıfların temsiline dönüştüğüne ve kötü kokuların da proleter ya da köylü sınıfının işareti olarak kullandığına tanık oluruz kimi zaman. 2019 yılında izlediğim Güney Kore filmi Parazit, sınıfsal farklılığı ve karşıtlığı koku üzerinden anlatıyordu örneğin.
Son olarak çocukluğunuzda sizi etkileyen bir koku ya da koku anlatısı var mı?
Çocukluğumda yaptığımız gemi yolculukları beni çok heyecanlandırırdı. Deniz, yosun, rutubetli halat ve makine dairesinden yükselen mazot kokularının karışımı aslında pek güzel bir koku olmasa da bende hâlen güzel duygular uyandırır.