Dosya

Bir Güvenli Bağlanma ve Cinsiyet Farkındalığı Örneği: Annemin Çantası

Annemin Çantası, Sara Şahinkanat tarafından şiirsel üslup ile kaleme alınmış bir eserdir. Anlatı, bir anne ile iki çocuğunun bir günlük maceralarını muhteva eder.

Annemin Çantası, Sara Şahinkanat tarafından şiirsel üslup ile kaleme alınmış bir eserdir. Anlatı, bir anne ile iki çocuğunun bir günlük maceralarını muhteva eder. Bu süreçte çocuklar, ihtiyaç duydukları her an, annelerinin çantasında kendi gereksinimlerini karşılayacak eşyaları bulabilmektedir. Eser, çocukların şaşkınlık ifade eden duygularıyla başlar. Şaşkınlık duygusu eser boyunca kendisini farklı duygulara bırakır. Sonunda anlatıcı olan çocuk kahraman, süper güçlere sahip olanın ‘çanta değil annesi’ olduğunu anlar. Bu bağlamda eseri üç ana temada incelemek mümkündür: Bağlanma, anne tutumu, anne tutumuyla ilintili cinsiyet farkındalığı.

 

Bağlanma ve Anne Tutumu

Bağlanma, bebek ile anne ve baba arasında duygusal olarak olumlu ve karşılıklı yardım edici bir ilişkinin kurulmasını belirtir. İlişki uygun bir biçimde kurulduğunda, anne ve baba kendilerini bebeklerine uydururlar. (Gander ve Gardiner, 1993) Bebek ile anne arasında başarılı bir bağın kurulması, bebeğin yaşama uyum sağlaması açısından oldukça önemlidir. Yaşamın ilk günlerinde annenin bebeğin yanında bulunması ve ihtiyaçlarını karşılaması, onda temel güven duygusunun oluşmasını sağlar. Sroufe (1978), güvenli bağlanma geliştiren bebeklerle, bu çocukların üç buçuk yaşlarındayken sosyal, çekici, meraklı, liderliğe meyilli ve çevresindekilere karşı ilgili gibi tanımlamalar arasında bir ilişki olduğunu ortaya koymuştur. Güvenli bağlanma gerçekleştiren çocuklar, anaokulu dönemlerinde sosyal çevreyle daha uyumlu bir davranış örüntüsü sergilerler. Yaptıkları etkinlik ve oyun alanlarından zevk alma duyguları ve doyum noktaları güvensiz bağlanan çocuklara göre daha yüksektir.

Annemin Çantası bu veriler ışığında incelendiğinde; çocukların gün içinde geçirdiği farklı yaşantılar onların keyif ve doyum noktasını sağlıklı geçirmesini sağlar. Bu noktanın doygun ve sağlıklı bir mutlulukla sonlanması anne ve çocuk arasında yaşanılan bağlanmanın ne denli sağlıklı olduğunu bizlere kanıtlar niteliktedir. “Hava çok güzel/Ne de olsa yaz ortası./Annem bizi parka götürüyor./Omzunda kocaman çantası.” cümleleriyle anne, park pekiştireci ile günü başlatan kişi konumundadır. Eserin çizimleri incelendiğinde çocukların neşeli bir ifadeyle parka gittiği gözlemlenecektir. Yukarıda alıntılanan ifade kitabın giriş bölümünden alınmıştır. Bu ifadenin güvenli bağlanma ile ilgisi anneden kopma sürecini hazırlamasıyla ilgilidir. Çocuğun çevreyi keşfedebilmesi için bir süre anneden kopması gerekir. Eserin devamında çocukların yaşadığı günlük kazalar ve annenin onlara olan tutumu yer alır. Bu tutum sürecinde beklenen sağlıklı kopma da gerçekleşmiştir.

“Kaydırak, salıncak derken/Pantolonumu yırtmışım ben./Kardeşimse çamura batmış/Giysilerimizi değiştirmeliyiz hemen./Annem çantadan çıkarıyor yedek giysileri/Beklemeden değiştiriyoruz üzerimizi./Hey, bu çanta süpeeer…/Sanki biliyor gerekenleri./Bir de bakıyorum dizim kanıyor,/Kaydırağın kenarına çarpmışım./Eski yaram iyileşmeden üzerine yenisini açmışım./Annem çantayı açıyor,/Hop! Yara merhemi…/Hop! Yara bandı./Belki de çantamız/Bir ilk yardım uzmanı.”

Güvenli bağlanma sürecinden sonra sağlıklı kopma sürecinin gerçekleşmesi için annenin çocuğa sağlıklı, hoşgörülü, özgür bir alan oluşturması gereklidir. Bu alanda anne ile çocuğun arasındaki kontrol mesafesi önem arz eder. Anne, çocuğun oyun alanına etkin bir yakınlık mesafesinde olmayacak, çocuğun aradığında annesini göremeyip korkacağı bir mesafede de olmayacaktır. Çocuk, annenin ihtiyaç duyduğu anda görülebileceğini bilmelidir. Güvenli bağlanma ile sağlıklı kopma sürecinin gerçekleşmesi bu noktaların sağlanmasıyla gerçekleşir. Eserde kendisini yaralayan çocuk yahut pantolonunu yırtan çocuk korkuya ve telaşa kapılmadan soruna çözüm bulmak için annelerini aramışlardır. Ve çantanın içinden çıkan malzemelerle bu ihtiyaçlarını çözüp bir gerginlik psikolojisine bürünmeden günlerine devam etmişlerdir. Bunda anne tutumunun payı yadsınamaz.

“Şuradaki minik kedi/Pek aç kalmış besbelli./Çantamız acaba/Düşünür mü bu miniği?/Kediciğe süt mü/Aslan çanta… süper çanta…/Sen çok yaşa.” cümlelerinden de anlaşılacağı üzere; eserdeki karakter kendi ihtiyaçlarının dışında kendisi gibi aynı ihtiyaca sahip olan diğer canlılara da duyarlı bir profil çizer. Bu itibar ile anne ve çocuğun arasında temel güvene dayalı bir bağlanma gerçekleştiğini söyleyebiliriz. Eser boyunca anne, çocuğun ihtiyaç duyup da çocuğun kendi güç sınırını aşan durumlarda ihtiyacı karşılayan bir yerdedir. Burada çocuğun kendi yapabileceği alanlar ile gücünün yetmeyip yardım alacağı alanlar çizilmiştir. Bu bağlamda çocuk tek başına yapabileceklerinin ve yapamayacaklarının farkındadır. İhtiyaç duyduğunda annesinin yardımına başvurması duygusal ve cinsel gelişim açısından çocuğun daha güçlü bir perspektif oluşturmasını sağlayacaktır. Eserde hâkim olan baskın duygu çocuğun şaşkınlığıdır. Bu duygu eser boyunca mutluluk, yardım etmekten ileri gelen haz, merhamet, heyecan ve benzeri duygulara dönüşür. Bu duygu oluşumunun temelinde anne tutumu yatmaktadır. Başarılı anneler, çocuğa karşı esnek ve hoşgörülü bir yaklaşım içindedir. Olumlu tutuma sahip bu anne profili, çocuğun ihtiyaçlarını sezinleyen, onlarla sağlıklı iletişim kuran, karşı koymadan önce çocuğun isteklerini dinleyen, uygun cevaplar veren, çocukta iç denetimin gelişmesi için uygun ortamı hazırlayan, sorumluluk duygusunu geliştiren, hak ve özgürlüklerin sınırlarını öğreten, çocuklarını korkutmadan kendi kendilerini disipline eden ve düşüncelerini özgürce ifade edebilen bir kişi olarak yetişmelerine imkân sağlayan kişilerdir. Bu bağlamda eser başarılı anne tutumu sayesinde çocuğun dünyayı daha olumlu bir yer olarak algılamasını sağlar. Çocuğun kimlik sorgulamasında güven duyduğu anne faktörü kendi kişilik alanlarını daha net bir şekilde algılamasına yardım eder. Özetle eser, annenin tutumu ve güvenli bağlanma olgusunun somut bir tezahürüdür.

 

Anne Tutumuyla İlintili Cinsiyet Farkındalığı

Cinsiyet algısının oluşumu ailede başlar ve toplumun sosyokültürel yapısıyla şekillenir. Üç ila altı yaş aralığı cinsel kimliğin ve dış dünyanın farkına varılma evresidir. Ebeveynlerin tutumu çocukların kendilerine ve dünyaya dair kimlik oluşumunu şekillendirir. Bir ailede yer alan çocuk sayısı cinsel kimlik farkındalığının oluşumunda da etkili bir faktördür. Araştırmalara göre kardeşi olan çocukların kendi kimliklerini ve dış dünyanın kimliklerini algılaması, kardeşi olmayan çocuklardan çok daha erken başlamaktadır. Eser iki kardeşin varlığıyla oluşmuş bir yapı sergiler. Eserde yer alan görsellerde dikkat çeken husus çocukların kıyafetleridir; bu kıyafetler keskin bir cinsiyet ayrımı sunmaz. Erkek kardeş ile kız kardeşin kıyafetlerinin çizimi birbirine benzer niteliktedir. Kimlikler, sadece ufak farklılıklarla esere yansımıştır. Pantolonu yırtılan kız çocuğunun üzerinin değişmesiyle beraber erkek kardeşten farklı renk ve yapıda bir kıyafete rastlarız. Annenin eserdeki tutumu bu bağlamda cinsiyet kimliğinin oluşumunda tutarlı bir yapı sergiler. Ebeveynlerin çocuklara karşı takındıkları tavır, onların cinsiyetlerini oluşturmalarında belirgin bir role sahiptir. Araştırmalara göre erkek çocuğa karşı gösterilen anne baba tutumu, ebeveynlerin yetişkin benliklerini konuşturdukları tutumdur. Kız çocuklarına gösterilen tutum ise ebeveynlerin çocuk benliklerini devreye koyduğunu gösteriyor. Bu da kişilik oluşumunda cinsiyet kavramına keskin bir çizgi çekmelerine neden olacak hükümdedir. Bu sebeple çocukların kimlik oluşumunda ebeveynlerin tavrı onların kendilerini algılayış biçimini belirleyecektir. Eserde ise annenin çocuklarıyla kurduğu iletişim açık bir perspektifle şekillenir. Çocuklar daha çok keşif sürecini deneyimledikleri bir yaş grubunda bulundukları için anne bunu keskin sınırlamalarla engellememiştir. Androjen bir kimlik yapısı sergileyen annelerini rol model alan çocuklar, kendi kişilik alanlarını inşa ederken evrende var olan düzeni etiketleme yoluna gitmeyeceklerdir. Annenin işleve takılmayıp yaratıcı yönünü kullanıp çantadan bir yelken oluşturması çocukları eserde hayrete düşürmekle beraber annelerine hayranlık duymalarını da sağlamıştır. Çocukların cinsel kimliklerini oluşturmalarında işleve takılmadan yaratıcı yönlerini beslemeleri amacıyla eser bir örnek teşkil etmektedir.

 

Sonuç

Güvenli bağlanma ve sağlıklı bir kopma yaşamış her bireyin, cinsiyet kimliğini oluşturması daha sağlıklı bir yapıyla toplumda şekillenecektir. Eserdeki cinsiyet yansımaları ve bağlanma hususları bu açıdan güzel bir örnektir. Eser çocukların problem çözebilme, eğlenebilme, mucizelerin olabilmesine tanık olması açısından yol gösterici konumdadır. Annenin sorunlara çocuk istemeden müdahale etmemesi, çocuğun sorunlarını çözebileceği ve çözemeyeceği alanları fark etmesi, farklı duygu durumlarını bir merak unsuruyla yaşaması ve annenin çantasıyla çocuğa bir dünya sunması eserin kazanımları arasında gösterilir.

 

Kaynakça

Arslan, Emel (Ed.). Erken Çocukluk Döneminde Gelişim. Ankara: Eğiten Kitap, 2015.

Çağdaş, Aysel. Anne-Baba Çocuk Eğitimi. Ankara: Eğiten Kitap, 2015.

Daniesles Susan ve Daniel Peters. Yaratıcı Çocuklar Yetiştirmek. Çev. Üzeyir Ogurlu ve Fatih Kaya. Ankara:

Eğiten Kitap, 2015.

Şahinkanat, Sara. Annemin Çantası. İllüstratör. Ayşe İnan Alican. İstanbul: Yapı Kredi Yayınları, 2013.