“Karagöz’ün şiirleri, şarkıları, karikatürleri, fıkraları, resimleri, gösterileri vardır da hikâyeleri neden olmasın?” Ünlü Karagöz sanatçısı Ünver Oral Nar Yayınları’ndan çıkan Karagöz Futbolcu kitabında soruyor bu soruyu.
“Karagöz’ün şiirleri, şarkıları, karikatürleri, fıkraları, resimleri, gösterileri vardır da hikâyeleri neden olmasın?” Ünlü Karagöz sanatçısı Ünver Oral Nar Yayınları’ndan çıkan Karagöz Futbolcu kitabında soruyor bu soruyu. Karagöz oynatıcılığının hayatta kalması ve Karagöz araştırmalarının yaygınlaşması için büyük emek veren isimlerden biri olarak çocukları sadece hayal perdesi önündeki gösterilerle değil, iki kapak arasına sığdırdığı hikâyelerle de Karagöz’le buluşturmak istediğini bu cümlelerle ifade ediyor. Nihayetinde Karagöz’le ilgili tüm çalışmaların bizi perde önüne taşıyacağını, Karagöz’ün maceralarının her hâlükârda bir gösteriye dönüşeceğini de hatırlatıyor.
Esasında, Karagöz oyunları yazılı bir metne dayanmazlar, nesilden nesile aktarılan Karagöz hikâyeleri sözlü kültürün gücünden beslenirler. Karagöz ustasının doğaçlama kabiliyetiyle seyircinin geri bildiriminin karşılıklı etkileşimi Karagöz’ü nesiller boyu hayatta tutmuş, gündelik hayatın sıradan olaylarını konu alan hikâyeler aracılığıyla toplumsal eleştiri, eğlence kültürü, ahlaki gelişimin harmanlandığı bir kompozisyon varolagelmiştir. Günümüzdeyse her ne kadar önemi takdir edilse ve hâlâ ilgi görse de toplumsal fonksiyonu eskisi kadar güçlü olmayan ve bu nedenle zamanla unutulma riski taşıyan bu kültür, matbu eserlerle korunmak istenmektedir. Karagöz Futbolcu kitabı da böyle bir motivasyonun ürünü. Karagöz Futbolcu, Karagöz’le henüz tanışmamış çocuklara onu takdim etmek, halihazırda tanışmış olanlara unutturmamak ve Karagöz’ün gösterilerle sınırlı olmayan dünyasına dahil olmalarını sağlamak gayesiyle hazırlanmış bir çalışma.
Metin, “Simitçi”, “Bakkalcılık”, “Yanlışlık”, “Kurbanlık”, “Rüyâ”, “Ciğer”, “Bilmece”, “Trafik”, “Gülmek”, “Mektup” ve “Futbolcu” isimlerini taşıyan 11 farklı hikâyeden oluşuyor. Her bir hikâyede Karagöz’ün yanlış anlamaları, dalgınlığı, umursamazlığı komiklik unsuru olurken, gündelik hayatı yansıtan olaylar aracılığıyla küçük ahlaki göndermelerde bulunuluyor. Hikâyelerde ortak motif Karagöz’ün geçim derdi ve şaşkınlığı yüzünden asla iş bulmayıp, dostu Hacivat’ın gayretleriyle girdiği işlerden de kovulmasıdır. Toplumun onayladığı davranış biçimlerini benimsemekte ve uygulamakta zorlanan Karagöz yine de hayatından memnunken, eşinin geçim sıkıntısından dert yanması, dostu Hacivat’ın kendisi için üzülmesi ve yardımcı olmaya çalışması da yine ortak bir diğer unsurdur. Karagöz’ün uyumsuzluğunun doğurduğu sonuçlarsa değişmektedir. Örneğin, “Simitçi” hikâyesinde bu durum onun kandırılmasına neden olurken “Bakkalcılık” hikâyesinde bakkalı işleten esnafın müşterilerini aldattığını ortaya çıkarır ama kendisi de işinden olur.
Kitaba ismini veren “Futbolcu” hikâyesindeyse Karagöz parkta top oynayan çocukların arasına karışıp onlarla futbol oynarken şaşkınlığı sayesinde çocukların eğlencelerine eğlence katar. Hayatında ilk kez futbol oynayan Karagöz yanlışlıkla kendi kalesine gol atar, sonra bu duruma üzülür ama çocukların eğlencesini bozmamak için oyundan çıkmaz ve yine yanlışlıkla ama bu defa karşı kaleye attığı gol sayesinde oyunun berabere bitmesini sağlar. Böylece kimse üzülmeden oyun sonlanmış olur, oyun sırasında onun şaşkınlıklarına gülen çocukların mutluluğu da iki katına çıkmıştır. Hikâyede hem futbol, hem de Karagöz çocuklar için neşe kaynağı, gülme vesilesidir. Sonuç olarak geleneksel bir anlatı kahramanı modern bir oyunun içinde çocuk özneye oyunun kendisinden zevk alma duygusunu öğretirken, kazanmak ve kaybetmek olguları üzerine de düşündürür. Futbolun bir tür dolayımlayıcı olarak kullanıldığı bu metinde aslında Karagöz anlatılarının imkânları zorlanır ve şimdiye taşınır.
Kaynakça
Oral, Ünver. Karagöz Futbolcu. İstanbul: Nar Çocuk Yayınları, 2011.