Dosya

Çocuk Edebiyatında Ödüllü Bir Tez: Türk Çocuk Edebiyatında Engellilik

Ayfer Gürdal bu eser ile eleştirel okumayı ve disiplinlerarası çalışmanın zenginliğini ortaya koyarak çocuk edebiyatında iz bırakacak bir çalışmanın iyi bir örneğini bu alanla ilgilenen araştırmacılara sunmuştur.

Çocuk edebiyatı tanımı arkasından birçok açıklama getirmemiz gereken, sınırları keskin bir şekilde belirlenmemiş, içinde bir sürü tartışma konusu barındıran ve ne yazık ki bu tartışmaları sadece alanla ilgili olanların tartıştığı, bazılarının okuduğu bölüm sonucu tesadüfen denk geldiği ya da ebeveyn olunca merak saldığı bir alandır. Çocuk kitabı deyince sadece belli bir yaş grubunun akla gelmesi, “çocuk kitabını sadece çocuklar okur” algısının oluşması ve çocukların da okula başladıktan sonra çocuk kitabıyla tanışması, çocuk edebiyatını kısırlaştıran bir durumdur. Oysa ki çocuk edebiyatının eğitim ve toplum bilinci için önem büyüktür ve söz konusu tanışmalar bilinçli bir bakışla yeniden şekillendiğinde çocuk kitaplarına dair eleştirel bir kültür oluşmasına katkıda bulunabilir.

Üniversitelerin Türk Dili ve Edebiyatı bölümlerinde çocuk edebiyatına dair derslerin olmaması, çocuk edebiyatının sadece Okul Öncesi ve Çocuk Gelişimi bölümlerinde okuyanların bilmesi gerektiği, çocuk edebiyatına dair yapılan akademik çalışmaların sadece ders kitaplarının incelenmesi ve pedagojik boyuttan öteye gitmemesi, çocuk edebiyatı alanının aslında ne kadar eksik kaldığının da bir göstergesidir. Çocuk kitaplarını, instagramdaki anne sayfalarından ya da bookstagram sayfalarından ibaret saymak da çocuk edebiyatını ne kadar hafife aldığımızın bir göstergesidir. Bu sebeple sosyal medya sayesinde çocuk edebiyatına dair popüler bir ilgi oluştuğu muhakkak. Ancak bu ilgi, iyi bir çocuk kitabı nasıl olmalıdır, çocuk kitaplarının sansürsüz olmasının gerekliliği, çocuklara sadece toz pembe hayatlar sunan çocuk kitaplarının dışında başka kitapların da var olduğu gibi çeşitli sorular üzerine eleştirel düşünen ve kafa yoran bir ilgiden ziyade yayınevlerinin, kitapların ve yazarların reklam ya da sponsor içerikli yazılarından öteye gidememiştir.

Bu noktada Ayfer Gürdal Ünal’ın yüksek lisans tezi olarak yazdığı ve sonrasında kitaplaştırdığı Türk Çocuk Edebiyatında Engellilik: 1969-2009, çocuk edebiyatı alanında yapılan akademik çalışmalarda ayrı bir öneme sahip. Zira, engellilik gibi hayli az çalışılan bir konuyu söz konusu yıllarda yazılmış –erişebildiği- kırk anlatı ile birlikte eleştirerek sosyokültürel kuramlarla ve modellerle inceliyor.

2011 Oğuz Tansel Çocuk Yazını ödülü alan bu çalışma; Türkiye’de ve dünyada engellilik tanımı, engellilik modelleri, sosyokültürel kuramlar, Türkiye’de özürlü birey olma, çocuk edebiyatının tanımı ve engelli çocuk, Türk çocuk edebiyatında engellilerin temsili gibi alt başlıklara ayrılmış. Ayfer Gürdal, engellilikle ilgili ulaşabildiği en eski eserlerden olan Kemalettin Tuğcu’nun Garip (1969) kitabıyla başlar incelemelerine. Sonrasında, 2009 yılına kadar yazılmış on dokuz roman, on dört öykü, beş masal ve iki resimli kitapla birlikte kırk ayrı anlatıya odaklanır. Bu anlatılar, “kırk yılı kapsayan bir perspektif içinde engelliler aile, okul, arkadaş ve dış çevre ilişkileri içinde incelendiğinde yavaş da olsa bir değişimin söz konusu olduğu iddia edilebilir” (Gürdal, 147). Zira bu kırk yıllık zaman diliminde, “Aile çevresi açısndan engelliyi “kir”, “leke”, “utanılacak” kişi olarak gören anlayış değişmekte, engelli çocuğuyla iletişim kurabilmek için eğitim alan (Patenli Kız) ya da sportmen engelli çocuğuyla gurur duyan (“Rekortmen Tekerlekli Sandalye”) ailelere son yıllarda rastlanmaktadır.” (147). Öte yandan “bu durumun henüz yaygın olmadığı ve engelli çocuklarını hâlen saklayan aileler olduğu” gerçeğinin de çocuk edebiyatı eserleri (Patenli Kız, Horoz Adam ve Korsan) aracığıyla göz önünde bulundurulması çarpıcı bir örnektir.

Ayfer Gürdal bu çalışmasında engelli tipinin eserlerde nasıl işlendiğini, engellinin aile ve toplum, dil ve ideoloji gibi alanlarda nasıl karşılık bulduğuna da değinmiştir. Yazarın kendi ifadesiyle:

Bu tez 1969-2009 yılları arasında kırk çocuk edebiyatı anlatısında engellilerin nasıl temsil edildiğini incelemiş ve engelliliğe bakıştaki değişimleri saptamıştır. Bulgular henüz arzulanan seviyede olmasa da engelli imgesinde edilgenden etkine doğru bir değişime işaret etmektedir. Pencere arkasında kalmış, sokakta oynayan arkadaşlarını izleyen soyutlanmış “zavallı sakat” yaklaşımından, toplum içine girmiş, aktif bir engelli imgesine doğru bir değişim saptanmıştır. Engelli ilk anlatılarda “eksik”, “kusurlu” birey olarak algılanırken son zamanlarda “farklı” birey olarak algılanmaktadır. (11)

Bu noktada Gürdal, Michel Foucault’nun; “Biyo-İktidar ve İtaatkâr Bedenler” yaklaşımından da yararlanarak çalışmasına disiplinlerarası bir boyut katmıştır.

Sonuç olarak, eğitim bilimleri alanında yapılan çalışmalarla kitapları sadece değerler eğitimi, pedagojk müdahale ve benzeri açılardan inceleyerek dar bir kalıba sığdırılan çocuk edebiyatı, bu çalışmayla sınırların nasıl kırılabileceğini göstermiştir. Ayfer Gürdal bu eser ile eleştirel okumayı ve disiplinlerarası çalışmanın zenginliğini ortaya koyarak çocuk edebiyatında iz bırakacak bir çalışmanın iyi bir örneğini bu alanla ilgilenen araştırmacılara sunmuştur.

 

Kaynakça

Ünal, Ayfer Gürdal. Türk Çocuk Edebiyatında Engellilik: 1969-2009. İstanbul: Evrensel Basım Yayın, 2011.