Walter J. Ong, Sözlü ve Yazılı Kültür: Sözün Teknolojikleşmesi kitabında teknolojinin insanın düşünme biçimine etki etmesi ve dönüştürmesi düşünüldüğünde, bu etkinin yazının icadıyla zaten gerçekleşmiş olduğunu vurgular. Zira “Yazı olmadan okuryazar zihni, yalnız yazarken değil düşüncelerin sözlü anlatımında da şimdi çalıştığı gibi çalışmaz. Yazı insan bilincini en çok değiştiren tekil buluştur”. Dolayısıyla yazı, icadıyla birlikte sözlü kültürün içinde ‘bağımsız’ olarak nitelenen bir dil ya da ‘özerk’ bir söylem kurmuştur”. Bu söylem, “yazarından ayrı tutulduğu için, konuşmada olduğu gibi soru sorulamayan, sorgulanamayan bir söylemdir”. Yani sözlü kültürün -sözlü ya da yazılı olarak kelimeye dönüşerek- sözelleştiği, “kelimelerin ses dünyasından görsel bir mekâna taşındığı”, “benlik duygusunu pekiştiren” ve “bilinç düzeyini yükselten” bir söylem. Teknolojik ilerleme ise bu söylemin, Ong’un “ikincil sözlü kültür çağı” olarak isimlendirdiği çağda şekillenmesine katkı sağlayan bir etkendir sadece.
Pandemi öncesi ve sonrasında yapay zekayla ve dijital kültürle ilişkilenme biçimlerimizi yeniden gözden geçirdiğimiz antroposen çağında, değişen bilişsel dünyamızı ve eyleyebilme alanı olarak dijital evreni bir de Çocuk Yazını odağında sizlerle birlikte düşünmek istiyoruz. Bu doğrultuda aşağıda belirtilen ya da benzer argümanlar/sorular çerçevesinde inceleyeceğiniz çocuk yazınına dair eleştirel metinlerinizi 12 Haziran 2022 tarihine kadar infococukyazini@gmail.com adresine gönderebilirsiniz.
Yazı biçim: Times New Roman, MLA referans sistemi, 12 punto, çift aralık. Alt kelime sınırı 1200 kelime, üst sınır yoktur.
Yazı örnekleri için lütfen sitemizin “Dosya” bölümünü ziyaret ediniz.