Soruşturma

Melike Günyüz: "İdeolojiyi bir kişinin hayatı anlamlandırması olarak görüyorum"

İdeolojiyi ben bir kişinin hayatı anlamlandırması olarak görüyorum. Hâl böyle olunca da ideolojisiz bir metnin olabileceğini düşünmüyorum. Kendimizi ifade ettiğimiz her cümle, her metin bir ideoloji barındırır.

İdeolojiyi ben bir kişinin hayatı anlamlandırması olarak görüyorum. Hâl böyle olunca da ideolojisiz bir metnin olabileceğini düşünmüyorum. Kendimizi ifade ettiğimiz her cümle, her metin bir ideoloji barındırır. Bu ideolojinin görünür olma seviyesi aslında bizim bir metinde “ideolojik yaklaşımlar mevcut” nitelememizi belirler.

Masal kim için yazılır? Okunur mu anlatılır mı?

Modern zamanlarda masallar yazılıyor. Masal deyince aklıma iki tür geliyor. Birincisi klasik halk masallarının günümüzde yeniden yazılan şekli ya da klasik masal formunda uydurulan yeni masallar. Bir diğeri ise ismini modern fabllar olarak nitelendirdiğim ve özellikle okul öncesi çocuk kitabı şeklinde yayınlanmak için kaleme alınan masallar. Tabii ki her ikisi de her ne kadar okunmak için kaleme alınıyorsa da nihayetinde -özellikle çocuklar- bu masalları kendileri yeniden ve yeniden anlatıyorlar.

 

Sizce bir masalın olmazsa olmazı nedir?

Masalların en büyük özelliği merak duygusunu kamçılaması ve olağanüstü olayların gerçekleşmesi için masal kahramanlarının iyiliklerinin belirgin olmasıdır.

 

İdeolojisiz masal mümkün mü?

İdeolojiyi ben bir kişinin hayatı anlamlandırması olarak görüyorum. Hâl böyle olunca da ideolojisiz bir metnin olabileceğini düşünmüyorum. Kendimizi ifade ettiğimiz her cümle, her metin bir ideoloji barındırır. Bu ideolojinin görünür olma seviyesi aslında bizim bir metinde “ideolojik yaklaşımlar mevcut” nitelememizi belirler.

 

Masal anlatıcılığının giderek popülerleşmesi hakkında ne düşünüyorsunuz?

Şehir hayatı hepimizi sıkıştırmış durumda. Yoğun iş temposuna ve dijital dünyaya mahkum oluşumuz. Masal anlatıcılığı bir sanatsal ve kültürel etkinlik. Fakat bir konserden, bir tiyatrodan bence belirgin farkı, anlatıcı ile izleyicilerin etkileşiminin daha yüksek olması. Hepimiz biraz nefes almaya ihtiyaç duyuyoruz, biraz kültürel etkileşime muhtacız. Bana sanki masal anlatıcılığı bu ihtiyacımızı gideriyor gibi geliyor.

 

 

Klasik masalların yeniden yazılmasını ve ardarda beyaz perdeye taşınmasını nasıl yorumluyorsunuz?

Bugün aslında hepimiz sinema ve dizi sektörünün bize anlattığı masalları izliyoruz. Yani masal dinlemek /izlemek/ okumak çok insanca ve doğal bir ihtiyaç. Ben de klasik Keloğlan masallarını yeniden yorumlayarak yazan biri olarak aslında bu işi bir sosyal sorumluluk olarak görüyorum. Geçmişte masalların ortaya çıkışlarının gerekçelerini, Keloğlan masallarının neye karşılık geldiğini ortaya koyan pek çok akademik çalışma mevcut. Geçmişte bu masallar toplumda hangi görevi icra ediyorsa aslında günümüzde de form değiştirerek yine toplumun benzer ihtiyaçlarını karşılıyor, reflekslerini yansıtıyor. Size şu kadarını söyleyeyim sadece dönemsel olarak yazılan masalları inceleyerek bile bir toplumun algılarının tespit etmek mümkün. Nitekim kadın erkek ilişkilerini, liderlik ve yönetim anlayışını, eğitime bakış açısını, toplumsal değerlerini, uluslararası ilişkilerini, toplumun içindeki açmazları masalların izleklerinden takip edebiliriz.