Soruşturma

Elif Konar Özkan: "Editörlüğün meslek tanımı çok yakın dönemlere dayanmaktadır"

Editör hem mutfağı kontrol eden ve döndüren bir aşçı hem de bir gurme gibi olmak zorunda.

Editör hem mutfağı kontrol eden ve döndüren bir aşçı hem de bir gurme gibi olmak zorunda. Kitabı/eseri/dosyayı incelemek, yayımlanması için önermek, ürün geliştirmek, içerik geliştirmek, yan ve ek metin üretilmesini sağlamak, kitap oluşum sürecinde yazara katkıda bulunmak, kapak ve arka kapak önerisinde bulunmak ve kapak yazısını yazmak, yazar ile tasarımcı, grafiker, çevirmen vb. arasında iletişimi sağlamak, içerikle ilgili ek materyalleri belirlemek, satışı destekleyici ürün önerilerinde bulunmak, kitap adının ve başlıkların belirlenmesinde katkı sağlamak, kitapta yer alacak görsellerin belirlenmesinde katkıda bulunmak, metni içerik bakımından kontrol etmek, metni biçimsel olarak kontrol etmek, metni anlatım, üslup ve dilbilgisi açısından kontrol etmek, metnin diğer kontrollerini yapmak (hukuki, terminoloji vb.), baskı öncesi hazırlık yapmak, baskı provasını ve ozalit kontrolünü yapmak, tekrar baskı faaliyetlerini yürütmek, pazarlama için görüş bildirmek, tanıtım ve pazarlama için materyal üretmek... Bütün bu iş kalemleri editörün sorumluluğundadır.

Çocuk yazını söz konusu olduğunda genellikle yazarlar ve metinleri ön plandadır. İşin yayıncılık boyutu çok fazla gündeme gelmez. Bir çocuk kitabının yayım serüveni nasıldır? Bir metni yayıma hazırlarken siz nelere dikkat edersiniz? 

Evet, haklısınız. Hatta bir dönem yayınevinde “editörün adı yok” diye espriye dönüştürmüştük yaşanan süreçleri. Editörlüğün meslek tanımı çok yakın dönemlere dayanmaktadır. Ulusal Meslek Standardı (Resmî Gazete 11.04.2018) tanımına göre: “Kitap editörü, kalite sistemleri çerçevesinde, yayımlanması için kitap/dosya/eser seçim ve oluşturma süreçlerinde yer alan, metni içerik ve biçim açısından kontrol eden, baskı sürecini yürüten, pazarlama faaliyetleri içinde yer alan ve mesleki gelişimine ilişkin faaliyetleri yürüten nitelikli kişidir. Kitap editörü, yazar, çevirmen, düzeltmen, grafiker, çizer ve benzeri kişilerle birlikte çalışır.”

Yurt dışındaki sistemi incelediğimizde aslında ülkemizde uzun yıllardır alaylı olarak çalışan ve editör olarak sıfatlandırılan kişi hem lektör hem editör hem dizinci hem düzeltmen hem son okumacı gibi hepsi birlikte tek kişi şeklinde görev yapıyor.

Editör hem mutfağı kontrol eden ve döndüren bir aşçı hem de bir gurme gibi olmak zorunda. Kitabı/eseri/dosyayı incelemek, yayımlanması için önermek, ürün geliştirmek, içerik geliştirmek, yan ve ek metin üretilmesini sağlamak, kitap oluşum sürecinde yazara katkıda bulunmak, kapak ve arka kapak önerisinde bulunmak ve kapak yazısını yazmak, yazar ile tasarımcı, grafiker, çevirmen vb. arasında iletişimi sağlamak, içerikle ilgili ek materyalleri belirlemek, satışı destekleyici ürün önerilerinde bulunmak, kitap adının ve başlıkların belirlenmesinde katkı sağlamak, kitapta yer alacak görsellerin belirlenmesinde katkıda bulunmak, metni içerik bakımından kontrol etmek, metni biçimsel olarak kontrol etmek, metni anlatım, üslup ve dilbilgisi açısından kontrol etmek, metnin diğer kontrollerini yapmak (hukuki, terminoloji vb.), baskı öncesi hazırlık yapmak, baskı provasını ve ozalit kontrolünü yapmak, tekrar baskı faaliyetlerini yürütmek, pazarlama için görüş bildirmek, tanıtım ve pazarlama için materyal üretmek... Bütün bu iş kalemleri editörün sorumluluğundadır. Bunların yanında mesleki ve bireysel gelişimi konusunda çalışmalar yapmayı da unutmamak gerekir. Tahmin edilir ki bu süreçlerin hepsinde sabırlı, hoş görülü, güvenilir, özenli, titiz, ön yargısız, çalışma alanlarında uzman, iş birlikçi ve iş bitirici, lider, dikkatli, problem çözücü, uyumlu, duyarlı, soğukkanlı, yaratıcı, girişimci, yenilikçi vb. pek çok beceri, davranış ve tutumu da bünyesinde bulundurabilmelidir.     

Şimdi tüm bunlardan hareketle bizde de anlatılmaz yaşanır bir serüvendir yayım süreci. Özellikle çocuk kitabı konusunda azami özenle yaklaşırız sürece. Çocuk duyarlılığı, çocuğa görelik, dil ve kültür bilinci, fıtratı/potansiyeli ortaya çıkarabilecek bir ön görüyü hep ön planda tutmaya çalışırız. En dikkat ettiğimiz hususlardan biri de bu ürün/dosya/kitap için ağaç kesilmesine gerek var mı sorumluluğunu da karar mekanizmamızın bir tarafında diri tutmak. Ekip ruhuyla birbirimize destek olarak bir düzen tutturmuşuzdur. Elimizden çıkan ürünlerin kutsal kitap olmadığının bilincinde ama insani gayretleri aşan bir titizlikle çalışmaya özen gösteririz. Editörlük öyle çok mesaisi ve tatili net ve belirgin bir iş değildir yani.

 

Çocuk yazını yayınlarına dikkatle bakıldığında her yayınevinin metin yayını konusunda farklı bir stili olduğu görülüyor. Yayınların stili, puntosu ve bazen de dizgisinde görülen bu farklı yönelimlerin sizce okura ve okuma deneyimine etkisi nedir? Hangi hususlara dikkat edilerek yayınlar okura ne gibi farklı biçimlerde sunuluyor?

Evet, farklı tarzlar var, her yiğidin farklı yoğurt yiyişi olması gibi biraz. Biz kurum olarak doğru Türkçe ile yaşa uygun cümlelerle, sağlam kurgularla, güzel illüstrasyonlarla, özenli tasarımlarla ve zengin hayal gücüyle oluşturulmuş kitaplarla çocukları buluşturmayı önemsiyoruz. Erdem Yayın Grubu olarak kitaba dil hassasiyeti ile yaklaşırken Türk Dil Kurumu kurallarını güncel bir şekilde takip ederiz. Eğitim ve okul pazarına yapılan yayınlarda Türk Dil Kurumu ve Millî Eğitim Bakanlığı, Talim Terbiye Kurumu sürekli takip edilen mercilerdir. Otuz küsur senelik tecrübeyle çocukların ve gençlerin okuma alışkanlığı kazanmasında ilgilerini çeken, zevklerine hitap eden, estetik gelişimlerini destekleyen ve hayal dünyalarını genişleten kitapların önemli olduğu bilinciyle yaklaşıyoruz işimize. Ayrıca geçmiş ile gelecek, edebiyat ile eğitim arasında köprü olmak gibi bir vazifemiz olduğunu düşünüyoruz. Ortaya koyduğumuz ürünlerle sektörde öncü ve ilham kaynağı olmaya devam ediyoruz.     

 

Çocuk yazını söz konusu olduğunda son zamanlarda metin yazarlığı dışında eskiden görünmeyen aktörlerin (editörlerin, çizerlerin ve çevirmenlerin) görünür olduğu yeni bir edebiyat çevresini gözlemlemek mümkün. Sizce işin mutfağında yer alan bu aktörlerin metnin alımlanışında rolü nedir?

Metnin anlaşılarak kabul edilmesinde işin mutfağında yer alan aktörlerin iş birliği içinde ve nitelikli iş çıkarma disipliniyle çalışması önemli. Çevirmen hem kendi dilini hem çeviri yaptığı dili iyi biliyor ve edebiyata da hâkim ise metinde "çeviri kokusu" hissedilmeden okunabiliyor. Çizer hem alanında iyi bir sanatçı hem de işinin ehli, sanatını metinle uyumlu hâle getirebilen hatta metne sanatçı gözüyle yaklaşarak metnin niteliğini arttırabilen bir ressam ya da illüstratör ise eseri yıllara meydan okuyabiliyor. Editör iyi bir gurme ve işinin ehli ise kitap okuyucudan tam not alabiliyor, yaptığı çalışmalarla sektöre ilham kaynağı olabiliyor ve ne gerek varmış ki ağaçlar boşuna kesilmiş, olmasa da olurmuş eleştirisine maruz kalmıyor.

 

Çocuk yazını metinlerinde bir kitabın içeriği, yayım biçimini etkiler mi? Nasıl?

Tabii ki. Hem içerik hem yaş grubu hem de hangi pazara hitap ettiği yayım biçimini direkt olarak etkiler. Eğitim ön plandaysa hem çocuğa hem de eğitime uygunluk devreye girer. Kitaplar etkinlik kitabıysa çocuğun anlayıp yapabilmesinin yanında öğretmenin ve ebeveynin çocuğun ne yapmaya çalıştığını anlaması da dikkate alınır. Dolayısıyla içerik, yaş grubuna ve yayının amacına uygun bir biçimde sunulmaya çalışılır. Çıkarılacak ürünlerde biçim özellikleri ile birlikte tek kitap mı set mi olacak gibi nasıl yayımlanacağına dair sorulara da içeriğine bağlı olarak cevaplar aranır ve uygun çözüm yolları göz önünde bulundurulur. Bazen içerik eğitim kitabına uygunken bazen çocuk edebiyatı ürünü ve sanatsal prestij kitabına uygundur; bu farklar mutlaka iyi irdelenmelidir. Zira kitabın nasıl yayınlanacağına göre tasarım, resimleme, kâğıt cinsi, cildi, boyutu, fiyatı değişiklik gösterir. Biçim özellikleri içerik ile uyumlu olmazsa ürün uygun okur ve piyasa ile buluşamayacağı için satışı da beklentileri karşılamayabilir. Yani hepsi birbiriyle ilişkilidir.       

 

Çocuk yazını çizimlerinde yayınevi olarak öncelikleriniz nedir? Sizce çizimlerin metnin anlamına etkisinden söz edebilir miyiz?

Edebiyat zevki ve okuma alışkanlığı kazandırma ile eş değer bir estetik gelişim ve sanat zevki oluşturmayı önemseriz. Çocuğa görelik ve çocuk gerçekliği dikkate alınırken bir yönüyle de çocuğu ve dolayısıyla okuru/toplumu estetik açıdan da üst seviyeye çıkarabilmek önemlidir. Çocuğun kendi fıtratındaki/potansiyelindeki bedii nitelikleri ortaya çıkarabilmesinde, yeteneğini, becerisini görünür kılmasında şüphesiz ki resimli çocuk kitapları göz ardı edilmemesi gereken bir değer taşır. Çizimlerin metnin anlamına olumlu ya da olumsuz etkisi kaçınılmazdır. Öyle çizimler vardır ki metindeki ifade gücünü kısırlaştırabilir. Estetik gelişime ket vurur. Öyle çizimler vardır ki hem metni anlatır hem de metni besler, metinde kelime kelime ifade edilmeyeni de resimle okurun idrakine sunar. Öyle çizimler vardır ki estetik gelişimi, hayal gücünü ve yaratıcılığı pekiştirir. Metnin akılda ve gönülde kalıcılığını, paylaşım oranını ziyadeleştirir.