Kritik

Eski Masal Yeni Masalcı: Ahmet Ümit’in Masal Masal İçinde’si Üzerine

Bilindiği gibi, edebiyat en kaba çerçevede, sözlü ve yazılı edebiyat olmak üzere ikiye ayrılır.  

Bilindiği gibi, edebiyat en kaba çerçevede, sözlü ve yazılı edebiyat olmak üzere ikiye ayrılır. Sözlü edebiyat, bugün pek de alışık olmadığımız performansı da içeren yapısı sayesinde sürekli olarak yeniden üretilme imkânına sahiptir: Her yeni performansta/anlatışta hikâye dönüşür ve yeniden yeniden üretilir. Masal da evvela sözlü edebiyatın bir parçasıyken sonrasında yazıya aktarılması ve ardından sinema ile buluşmasıyla çok yönlü bir türe dönüşmüş bulunmaktadır. Ahmet Ümit de, Masal Masal İçinde kitabında, hem çocukluğuna yönelik bir hatırlama çabasına girer hem de masalın günümüzdeki yeni imkânlarına dair bir araştırma yürütmüş olur: Çocukluğunda annesinden dinlediği masalları bu kez kendisi okuruna anlatır.

Masal Masal İçinde’nin başında yer alan, okura kitabın hikâyesini anlatan kısa yazı da kitaptaki masal(lar) kadar ilgi çekicidir. Şöyle ki, Ümit’in annesi daha çocukken, babası kendisini eğlendirmesi için ona masalcılar tutar. Annesi çocukluğunda dinlediği bu sayısız masalı yıllar sonra anne olduğunda, düş gücüyle harmanlayarak Ahmet Ümit’e anlatır. Ahmet Ümit ise yıllar sonra tanınmış bir polisiye yazarı olarak memleketi Antep’i ziyaret ettiğinde, tesadüf eseri annesinden bu masallardan birini tekrar dinler ve Masal Masal İçinde kitabının hikâyesi böylece başlar. Masalcılardan masalları dinleyen annesinden sonra, Ümit bu kez anlatıcı rolündedir ve yazıyla kuşatılmamış, dinamik yapısıyla zaman içinde şekillenen masallar, bu sefer Ahmet Ümit’in masalları olarak karşımıza çıkar. Ümit’in masalları yazıya geçirmesi ve bugünün okuruna masalın yeni bir imkânını sunması ise polisiye türü ile olur.

Metin, başlığında hikâyesinin gizini verir, okur bir masal içinde ilerleyen beş ayrı masalla karşılaşır. Çerçeve hikâyede, padişah kendisini pohpohlayan, dürüst davranmayan dalkavukların karşısında kendisini eleştiren veziriyle bir yola çıkar. Bu yolculukta adım adım erdeme dair yeni bir ders öğrenir ve yolcuğun sonunda zihnen olgunlaşarak hatasından döner. Biraz daha yakından bakmaya çalışalım: Masal Masal İçinde’nin başında okuru bir harita karşılar. Bu harita, okuyucunun, padişah ve vezir ile takip edeceği rotayı gösterir. Böylelikle okur, saraydan yola çıkıp sırasıyla Köradam’ın, Kuyumcu’nun, Demirci’nin, Müezzin’in ve sonunda Şapkacı’nın kentini ziyaret eder. Bu ziyaretler, masalları çerçeve hikâyeye bağlamakta birlikte Masal Masal İçinde’ye polisiye unsuru da katmaktadır. Hikâyenin akışına dönecek olursak, padişah ile vezir, padişahtan daha cömert olan, ensesine her vurana bir altın veren Köradam’ın hikâyesini dinlemek için onun kentine yola çıkarlar. Gelgelim, Köradam da bir başka cömertin, Kuyumcu’nun gizini merak etmektedir ve kendi hikâyesini anlatmak için, padişah ile vezirine Kuyumcu’nun gizini öğrenmeyi şart koşar. Pazarda elindeki altın yumurtayı kimselere satmayıp havanda dövüp ahaliye dağıtan Kuyumcu’ya gittiklerinde, Padişah ve vezire bu kez de Kuyumcu, üç gün uzaklıktaki kentte yaşayan Demirci’nin hikâyesindeki sırrı öğrenmeyi şart koşar. İşinde ustalığıyla nam salmış fakat artık çalışamaz hâlde olan Demirci ise kendi sırrını dillendirmek için onları bu sefer dört gün uzaklıktaki kentte yaşayan, ezan okumak için minareye her çıktığında okumadan allak bullak hâlde dönen Müezzin’in hikâyesini öğrenmeleri için gönderir. Müezzin de padişaha ve vezirine sırrını açacağını; fakat öncesinde beş günlük mesafedeki meşhur Şapkacı’nın bütün alıcılara rağmen bağırıp koşarak pazarı terk etmesinin sebebini öğrenmelerini ister. Kahramanlarımız nihayet Şapkacı’ya giderler, onun hikâyesini öğrenirler ve böylelikle geri dönüş yolu başlar. Masallar, âdeta bir polisiye gibi okuyucuyu sonrasında ne olacağına dair merakta bırakır. Padişah ile vezir de bu masallarda bir dedektif gibi resmedilirler. Sözgelimi, gizini araştırdıkları kişileri, tıpkı elinde piposuyla sahnelenen dedektif tipi gibi, nargile içerek uzaktan gözetlemektedirler. Onlarla karşılaştıklarında zaman karakterler gizlerini hemen ortaya dökmezler, bu erteleme unsuru da okuyucunun hikâyeye dair merakını arttırır. Bu beş kentteki, hareketlerine anlam verilemeyen gizemli insanların öyküleri yolculuk boyunca tek tek aydınlatılır. Bu noktada hikâyedeki merak unsurlarımız sırayla çözülmeye, bu çözülmelerin her birinde de, cömertlik, ebeveyne saygı, sabır, tutumluluk, diğerkamlık gibi erdemler anlatının içinde okuyucuya aktarılmaya çalışılır. Bu anlarda, Ahmet Ümit’in çalışması, zaman zaman didaktik olma tehlikesi ile karşı karşıya gelir: Demirci’nin hikâyesinde bir esmer kız karakteri Demirci’ye ne yapmasını söylerken yazar da bu karakter dolayımıyla açıkça bir ahlak nutkuna başlar. Bu gibi zaafların çevresinde dolaşılsa da nihayetinde bu beş masal çerçeve hikâyeye bağlandıklarında, Masal Masal İçinde çocuklar için âdeta bir siyasetname olarak ustalıkla kurgulanır ve bu masallardaki erdemin yanında okuyucusuna bir yönetim şeklinin nasıllığına dair bir cevap sunar. Bunu çeşitli yaş gruplarını ve eğitim düzeylerini kapsayacak bir dilde kurması ise Masal Masal İçinde’nin güçlü yanlarından birini oluşturur.

Öte yandan, Masaldaki söz oyunlarının ve düş gücüne dayalı tasvirlerin anlatıdaki en kritik unsurlar olduğunu söyleyebiliriz. Bu noktada dinleyicinin ilgisi masaldaki merak unsurunun yanında bu iki önemli nokta ile de cezbedilmeye çalışılır. Kaf Dağı’nın ardı, peri kızının yurdu gibi fantastik, dinleyicinin alışık olmadığı mekânların tasviri, dinleyiciyi masala gark etmek için kullanılan anlatım stratejilerinden biridir. Bu argüman sözlü edebiyat içinde masaldan yola çıksa da enformasyon çağı öncesindeki yazılı edebiyattaki masal örnekleri için geçerli olduğunu da söyleyebiliriz. Fakat görselliğin başlıca duyumuz olduğu enformasyon çağında, masalın yalnızca çocukların değil yetişkinlerin de ilgisini çekmesi için yeni yollar aramak gerekir. Ahmet Ümit de masalcı rolünü üstlendiğinde, masalı bir polisiye olarak kurgular. İşte bu yüzden, Masal Masal İçinde, yalnızca çocukların değil yetişkin okuyucuların da dikkatini çeker.

Bu yazının başında Ahmet Ümit’in masala yeni bir okuma şekli sunduğunu iddia etmiştim. Bir yetişkin olarak bu metni okurken beni en çok sürükleyen nokta, metindeki yolculuğun sürükleyiciliği ve padişah ile vezirinin âdeta bir dedektif ve yardımcısı gibi resmedilmesi olmuştu. Ümit, kendi yazarlık deneyimini bu metinde oldukça başarılı kullanmakta, masalı bir polisiye olarak okuyucusuna sunmaktadır ki, bunu da bir çerçeve hikâye ile açılan masalları birbirlerine zincirleyerek sağlar. Bu noktada yazarın, çocuklar için bir kitap kaleme aldığında sık düşülen bir hata olarak yalnızca daha kolay, daha basit bir metin ortaya koymaması ve yeni bir imkân aramasının takdire şayan olduğunu zannediyorum. İçinde bulunduğumuz görsel çağla birlikte etkisini nispeten kaybeden masalın merak unsuru, yazarca böyle bir hamleyle bile, polisiye hikâye örgüsüyle tazmin edilmeye çalışılıyor ve bu da metni yetişkin okuyucu için de ilgi çekici kılıyor. Ne var ki, geri dönüş, çözülme kısmında bu metin, çocuk edebiyatında en sık rastlanılan hatalardan biri olan ahlakçılık ve didaktiklik hatalarına düşmeye zaman zaman yaklaşıyor.

 

Kaynakça

 Ümit, A. Masal Masal İçinde. İstanbul: Everest, 2015.