Çocukluğunu Yitiren Şehre Dönüş: Gökyüzünü Kaybeden Şehir
Romanda, çocukluğunu geçirdiği mahalleye yirmi–yirmi beş yıl sonra gezinti amacıyla dönen orta yaşlı bir adamın düşüncelerini, hatıralarını birinci ağızdan okuruz.
Romanda, çocukluğunu geçirdiği mahalleye yirmi–yirmi beş yıl sonra gezinti amacıyla dönen orta yaşlı bir adamın düşüncelerini, hatıralarını birinci ağızdan okuruz.
Mercan modern şehir hayatı içerisinde büyüyen birçok çocuğun ortak kaderini paylaşır. Annesi ile birlikte bir apartman dairesinde yaşar. Dışarısı yani şehir onun için her şeyden önce tehlikeli ve yasak bir alanı temsil eder.
Georg Simmel, Bireysellik ve Kültür kitabının “Metropol ve Zihinsel Hayat” bölümünde metropollü bireyin zihni yapısını enine boyuna inceler.
Modern insanın yaşadığı hayatın doğasına aykırılığını keşfedişi son yıllarda, büyük ölçüde çocukları da etkileyen bir “doğala dönüş” akımını başlatmış durumda.
İranlı çizer Nazlı Tahvili’nin metinsiz olarak sadece resimlerle anlattığı Kâğıttan Şehir adlı sessiz kitabı bir odanın içerisinde bulunan küçük bir çocuğun hikâyesini anlatmaktadır.
Zaman Makinesi H.G.Wells tarafından 1895 yılında yayımlanan bilimkurgu edebiyatının kanonik eserlerinden birisidir.
Gyan Prakash “Imaging the Modern City, Darkly” yazısında modern şehrin, toplumun distopik bir temsili olduğunu vurgular (2). Yoğun kalabalığı tecrübe etmek ise bireyde atomizasyon ve yabancılık duygusunu körüklediğinin altını çizer.
Gökkuşağının Peşinde Miniko ve Saklı Şehrin İzinde Miniko, çocuklara ve çocukluğu arayanlara ithaf olunmuş iki kitaplık bir seridir.
Nazlı Eray’ın 1960’lardan itibaren Türkçe edebiyatta yazmakta olduğu yetişkin öykü ve romanlarına 2009’dan itibaren çocuk kitapları da eklenir.
Shaun Tan’ın Taşradan Öyküler’i on beş kısa anlatıdan oluşan -özellikle “Anafor” öyküsüyle- Cortazar’la ve Cortazar demişken büyülü gerçekçilik akımıyla birlikte düşünülebilecek bir metin.
Can Çocuk Yayınları’nın Mart 2018’de yayınladığı Gün Bey’in Penceresi, şehir hayatında yabancı kalma, “biz”i ve “öteki”yi bulunca gösterdiğimiz refleksleri naif bir hikâyeyle anlatan, çizimleriyle birlikte iç ısıtan bir çocuk kitabı.
1902’de doğup 1996’da ölen Kemalettin Tuğcu, özellikle 1980 ve 90’ların çocuklarının çoğunun okuduğu ya da duyduğu meşhur hikâye yazarlarındandır.
Kitabın ilk sayfasında Köstebek şehrinin tarihinden kesitler karşılamaktadır okuyucuyu. Kuhlmann Köstebek şehrinin kuruluşundan itibaren geçirdiği süreçleri siyah beyaz fotoğraflar hâlinde sunmaktadır okuyucuya.
Nasıl ki şehirlerin her biri ayrı bir ruh taşıyorsa şehir deneyimi de şehre, daha da önemlisi deneyimleyenin kendisine göre farklılaşır.