Okuma kültürü, “‘okuma eylemine ilişkin bireysel ve toplumsal nitelikli algıları, tutumları, değerleri, alışkanlıkları, özellikleri, becerileri ve davranışları içeren yaşama biçimi’ olarak tanımlanabilir.
Kuşluk adının sadece gün doğumunu ve sabahın bereketli anını simgelemediğini söylemem gerek. O zamansal metaforunun yanında, bir mekânsal anlam da taşıyor.
Ayşe Nur Biçer kaleminden "Kulübemin Gözleri" kitabı çocukları esas alan, onların dünyasına şiir vasıtasıyla felsefî bir kapı aralamayı hedefleyen, sorular sordurarak cevaplara değil, başka sorulara ulaşılmasını amaçlayan uzun ömürlü bir eserdir.
Metin Özdamarlar, baki kubbede hoş bir seda bırakmaya çalışan bir öğretmen, bir yazar, bir insan. Önünde sıfatlar, rütbeler, makamlar, payeler, unvanlar taşımayı sevmeyen bir kul.
“Ressam’ın neye benzediğini bilmiyorsunuz; onu görseniz de haberiniz olmayacak çünkü onu tanımıyorsunuz.”
Yolculuk bittiğinde artık o, yola çıkmadan önceki hâlinden farklıdır.
Çocuk figürler resim alanında çalışan akademisyenlerin dikkatini çekip bu konuda üstüne çalışmalar yapılmış olsa da bu yazı çocukların cinsiyetsiz giysiler üzerinden bir sosyo-ekonomik tartışma sunacaktır.
Sanat alanında etkinlikler yapabileceğimiz, atölyeleri rahat yapabileceğimiz, ebeveynlerin birbirleriyle rahat sohbet edebilecekleri ortak kitap tahlillerinde buluşabilecekleri kocaman bir yer hayal ediyorum.
Oyun ve sanat eseri bizatihi derinliklerini ve anlamlarını kendilerinden sağlarlar. Onu tecrübe etmek ona katılmaktır. Tecrübe etmek bir anlama olayıdır.
Dünyayı hemen şimdi değiştirmemiz mümkün olmadığı gibi çocuğu dünyadan bihaber büyütmek de doğru bir seçenek değil.
Daha iyi bir yaşam, daha iyi bir fikir üzerine temellenir. Bu sebeple çocuk haklarının teorik, pratik, politik olarak gözetildiği bir yeryüzü istiyorsak farkındalığımızı ve sorumluluğumuzu arttırmak için buluşalım.
Türkçe literatürde psikoloji ve pedagoji gibi disiplinlerin dışında çocukluğu ve çocuk kültürünü toplum bilimsel bakış açısıyla ele almanın görece yeni olduğu görüşünün dahi kendi içinde bir tür laytmotif hâline geldiğini söylemek yerinde bir saptama
Okuma kültürü, “‘okuma eylemine ilişkin bireysel ve toplumsal nitelikli algıları, tutumları, değerleri, alışkanlıkları, özellikleri, becerileri ve davranışları içeren yaşama biçimi’ olarak tanımlanabilir.
Kuşluk adının sadece gün doğumunu ve sabahın bereketli anını simgelemediğini söylemem gerek. O zamansal metaforunun yanında, bir mekânsal anlam da taşıyor.
Ayşe Nur Biçer kaleminden "Kulübemin Gözleri" kitabı çocukları esas alan, onların dünyasına şiir vasıtasıyla felsefî bir kapı aralamayı hedefleyen, sorular sordurarak cevaplara değil, başka sorulara ulaşılmasını amaçlayan uzun ömürlü bir eserdir.
Metin Özdamarlar, baki kubbede hoş bir seda bırakmaya çalışan bir öğretmen, bir yazar, bir insan. Önünde sıfatlar, rütbeler, makamlar, payeler, unvanlar taşımayı sevmeyen bir kul.
Sanat alanında etkinlikler yapabileceğimiz, atölyeleri rahat yapabileceğimiz, ebeveynlerin birbirleriyle rahat sohbet edebilecekleri ortak kitap tahlillerinde buluşabilecekleri kocaman bir yer hayal ediyorum.
Dünyayı hemen şimdi değiştirmemiz mümkün olmadığı gibi çocuğu dünyadan bihaber büyütmek de doğru bir seçenek değil.
