Fatıma Tuba Yaylacı ile Savaş, Çocuk ve Sanatın Sağaltıcı Gücü Üzerine
Dünyayı hemen şimdi değiştirmemiz mümkün olmadığı gibi çocuğu dünyadan bihaber büyütmek de doğru bir seçenek değil.
Dünyayı hemen şimdi değiştirmemiz mümkün olmadığı gibi çocuğu dünyadan bihaber büyütmek de doğru bir seçenek değil.
Bir sanat galerisi ya da müze gezmekle bir sanat kitabını incelemek arasında oldukça fark vardır. Sanat kitabında gördüğümüz fotoğraf, bize tabloyla ilgili bir ön bilgi verebilir.
"Yaratıcı yetişkin hayatta kalmış bir çocuktur." Sanatın yaratıcılık ve hayal gücünün ifadesi olduğunu düşündüğümüzde çocuklukla kurulan bu ilişki bana çok anlamlı geliyor.
Sanatın iyileştirici ve şifa bulduran yönüne inanan biri olarak, bu alanların kitaplarımda yer almasını önemsiyorum. Sanata vurguya özen gösteren biriyim.
Çocuk edebiyatı ürünleri, görsel ve yazınsal ürünlerin bir araya geldiği eserler olarak, çocukların sanat dünyasına ilgi duymalarını, yaratıcıklarını geliştirmelerini ve hikâyelerini daha derinlemesine anlamalarını destekleyebilir.
Sanatçıların ellerinden çıkan, nitelikli bir editör ve genel yayın yönetmeni ile daha da nitelikli hale gelen kitaplar “çocukların ilk karşılaştıkları sanatsal ürünler” oluyor.
Tintin’de öyle bir başkasına bir şey olmak için kurulmadı, o kendini var etti, kendine inandı.
Mizahla örülmüş, mizahla bulamaç edilmiş birçok konuyu, belki de içinde çıkılmayacak derecede girift problemleri rahatlıkla okuyorlar.
Yalnızca kendi çektiğim fotoğraflardan esinlenerek yazdığım öykülerden oluşan Genç Kareli Öyküler kitabım, bana birtakım gözlemler yapma olanağı tanıdı.
Sirkhane DARKROOM, sanatsal ve kültürel etkinliklere erişimi kısıtlı olan, savaş ve çatışma ortamlarında bulunan çocuklar için özel olarak tasarlanmış bir gezici fotoğraf atölyesidir.
Akılda kalıcı olması bence tamamıyla birebir sanat eseriyle ilk karşılaştığımız noktada yani onunla birebir bakıştığımız noktada belirir: Eser size ne aktarıyor?
Karagöz, yaratıcı çocuk dramasının da ilk tohumlarıdır bence. Karagöz’ün bölümleri arasında yer alan muhavere yani söyleşme sırasında Karagöz ve Hacivat’ın bir durumu konuştuklarına şahit oluruz.
Çocuk edebiyatının yaşsız olmasını, bilgiyi dikte etmemesini, okuyucuda sorgulama kanallarını aktif hale getirmesini, düşündürücü olmasını dramayla çok benzetiyorum.
Öznel bir aktarım sanatın duygusal ve kişisel deneyimlerle ilişkilendirilmesine olanak tanır. Gazete Sanat Çocuk sanatı bu öznel bakış açısıyla çocuklara sunarak onların duygusal zenginleşmelerine ve yaratıcılıklarını geliştirmelerine katkıda bulunur
Çocuklar kendilerine dikte edilen doğrulardan hoşlanmıyor, onlara alan açan, sorular sorduran, yanıtlarını kendilerinin aradığı hayal dünyasında olmak istiyorlar.